BIR MÜZIKALDE in English translation

in a musical
bir müzikalde

Examples of using Bir müzikalde in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bir müzikali yönetmeyi bilmiyor ki!
Finn doesn't know how to direct a musical!
Bu bir müzikali provalardan direkt Broadwaye götürmek gibi.
That's like taking a musical from rehearsals straight to Broadway.
Eğer bizim için iyi bir müzikal yaparsan, o% 30u kendine alabilirsin.
If you make one good musical for us, we can keep that 30.
Dünyan bir müzikale dönüştü.
Your world's become a musical.
Tam gaz bir müzikaldeki Elizabeth Taylor gibidir.
It's soignée, Elizabeth Taylor, in a full throttle musical drama.
İlk başında senaryolu bir müzikaldi ama…-… Broadway dışında gösterime girdiğinde.
It started as a book musical, but by the time it got to off-Broadway.
Bir müzikalin içindeymişim gibi hissediyorum.
I feel like I'm in a musical.
Bir müzikale dayanmayan hayat felsefen var mı?
Do you have any life philosophy that isn't based on a musical?
Bir müzikalden alıntı yaparak mı gönlümü almaya çalışıyorsun?
Are you trying to placate me with a musical theater reference?
Bir müzikalin içindeyim gibi hissediyorum.
I feel like I'm in a musical.
Öldük ve bir müzikalin içindeyiz!
We have died and ended up in a musical!
Hapsolduk bir müzikalin içine.
We're trapped inside a musical revue.
Henüz bizimle bir müzikale geleceğini ona söylememiş olabilirim.
I might not have told him that he's going with us to a musical just yet.
Bir müzikale katılmak ister misin?
Do you want to do a musical?
Wilkes sürekli bir müzikalden ne kadar hoşlandığını söylüyor.
Wilkes booth keeps saying how he would like to do a musical.
Küçük bir müzikalin iyileştiremeyeceği şey yok.
There's nothing a little musical number can't cure.
Benim rol aldığım bir müzikalin açılış gecesinde.
On the opening night of a musical I was in.
Şehre bir müzikalin geldiğini… konuştuk sadece.
Trying out in town. Only that there's a musical.
Şehire bir müzikalin geldiğini… konuştuk sadece.
Trying out in town. Only that there's a musical.
DHapsolduk bir müzikalin içine.
We're trapped inside a musical¶.
Results: 61, Time: 0.0269

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English