BIR YÖNETMEN in English translation

director
yönetmen
direktör
yönetici
başkan
başhekim
müdürü
müdür bey
producer
prodüktör
yönetmen
yapımcı
üreticisi
directors
yönetmen
direktör
yönetici
başkan
başhekim
müdürü
müdür bey
a filmmaker
film yapımcısı
yönetmen
bir sinemacının
bir yapımcı
film yapýmcýsý olarak geliþmeye devam ettiðini söylediðinde içim rahatladý
directorial
yönetmenlik

Examples of using Bir yönetmen in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bir yönetmen olarak, sürekli gözlerimle çalışıyorum.
As a director, I am constantly using my eyes.
Demek istediğim, bir yönetmen aynı zamanda nasıl yapımcı olabilir?
I mean, how can a director also be a producer?
Mahmoud Yasif. Bir Arap yönetmen Shakespeare mi yönetiyor?
An Arab directing Shakespeare? Mahmoud Yasif?
Bir Arap yönetmen Shakespeare mi yönetiyor? Mahmoud Yasif.
An Arab directing Shakespeare? Mahmoud Yasif.
Ama bir yönetmen olarak, provayla patlayan bir işle tamam mı?
But as director, I would like to get cracking with the rehearsal, okay?
Bu Schwabs bir yönetmen ya da yapımcı filan mı?
Schwabs, is that a director or producer or something?
Belki de bir yönetmen?
Maximo, bir yönetmen olarak sana görevini hatırlatmalı mıyım?
Must I remind you of your duty as director?
Yani sen bir yönetmen misin?
So you're a filmmaker?
O bir yönetmen.- Evet.
He's a director. Yes.
Pekala, bir yönetmen olmayı yeğlerim.
Well, I would better be a film director.
Yani bir çifte dahi, Bir yönetmen ve bir koreograf olarak.
As a director and a choreographer. I mean, a double genius.
Bir yönetmen. O kim?
Who's that? It's a director.
Evet, bir yönetmen ve senarist.- Takım elbiseliler?
Yeah, it's a director and a screenwriter.- Suits?
Ve çekimleri belirleyen bir yönetmen olmalı. Arkada kamera açılarını.
Calling out the camera angles, the shots. There has to be a director back there.
Ve çekimleri belirleyen bir yönetmen olmalı. Arkada kamera açılarını.
There has to be a director back there, calling out the camera angles, the shots.
Bir yönetmen olarak, dizinin izlemesi gereken doğru yolu öneriyorum sadece.
As a director, I'm suggesting the right path for the drama to take.
Yani bir çifte dahi, Bir yönetmen ve bir koreograf olarak.
I mean, a double genius, as a director and a choreographer.
Bence bir yönetmen ve oyuncu arasında erkenden sınırlar belirlemek çok önemli.
I think it's important for a director and actor to establish boundaries early on.
Don Siegel belirli bir yönetmen neslinin son örneğiydi.
Don SiegeI was almost tbe last of a certain kind of breed of directors.
Results: 323, Time: 0.0349

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English