Examples of using Devamlı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Geçen ay, devamlı çalıştılar ve temiz 8850 dolar kazandılar.
Ve bu yüzden akışı devamlı denetim altında olmalı…
VX gazı devamlı yüksek sıcaklık gerektirir.
Yaşıyoruz! Beni devamlı kırbaçlamana gerek yok, Deborah!
Devamlı burun kanaması.
Bana karşı olan devamlı şüpheciliğine bir son vermek istedim.
Dışarıda devamlı bir şeyler oluyor.
Sanırım bazı devamlı müşterileri varmış.
Ama iyi çıkarsa devamlı oyuncu olma şansı var.
Devamlı demek istedin heralde. Sürekli.
Beni devamlı kırbaçlamana gerek yok, Deborah.- Yaşıyoruz!
Kendi gözlem Dronelarımızdan alamadığımız devamlı görsele ihtiyacımız var.
Arthur O ve Köstebek arasında devamlı bir bağlantı olduğunu ispatlayabileceğini söylemişti.
Ancak devamlı söylentiler var Bu sevkıyatın çoğunun 2010da kaybolduğu belirtildi.
Güzel, devamlı bir basınç.
Dünyanın ilk devamlı hareket halinde olan makinesini ürettiniz mi?
Ama iyi çıkarsa devamlı oyuncu olma şansı var.
Yaşlı Ratchett devamlı dizi hakkında şikayet ediyor.
Bu proje, devamlı değişiyor. Gelişiyor.
Mm-hm. Sana devamlı iyilik yapamam, Alice.