CONTINUOUS in Turkish translation

[kən'tinjʊəs]
[kən'tinjʊəs]
sürekli
always
all the time
keep
constantly
continuous
continually
permanent
consistently
repeatedly
perpetual
devam
continue
keep
go on
move on
proceed
carry on
resume
remain
devamlı
continue
keep
go on
move on
proceed
carry on
resume
remain
kesintisiz
blackout
interruption
cut
deduction
outage
cutbacks
disruption
aralıksız
december
ajar
range
interval
süreklilik
always
all the time
keep
constantly
continuous
continually
permanent
consistently
repeatedly
perpetual
süreklidir
always
all the time
keep
constantly
continuous
continually
permanent
consistently
repeatedly
perpetual
devamlı olarak süregelen
devamlı olarak radon
süreğen
sustained
chronic
continuous

Examples of using Continuous in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
It is not possible to obtain a continuous permit based on studies.
Eğitim için, kalıcı izin almak mümkün değildir.
We had him in here for six years under continuous therapy-- some of it rather forceful.
Yıldır burada çok güçlü bir şekilde-- tedavi altında.
Upriver lies the largest continuous rainforest in the world.
Nehrin yukarısında dünyadaki durmaksızın en büyük yağmur ormanı uzanır.
Continuous spacetime symmetries are symmetries involving transformations of space and time.
Spacetime symmetries Uzay-zaman simetrileri süreklisi uzay ve zamanın dönüşümlerini içeren simetrilerdir.
And they all become part of this continuous memory you have of yourself.
Ve de hepsi devam eden hatıralarının bir parçası haline gelirler.
You want continuous?
Devam etmemizi istiyor musun?
I gotta master one continuous beat.
Tek bir devamlı ritimde ustalaşmalıyım.
I must reward you two for your continuous sacrifices.
Daimi fedakârlıklarınız için ikinizi de ödüllendirmeliyim.
It was one really cool continuous shot.
Gerçekten harika bir aralıksız çekimdi.
Ninety-nine miles of continuous average speed camera.
Kilometre boyunca devam eden ortalama hız kameraları.
Km of continuous average speed camera.
Kilometre boyunca devam eden ortalama hız kameraları.
The continuous traffic creates barriers to animal movement.
Devam eden trafik, hayvan hareketine engel oluşturmaktadır.
They're breaking a whole year of continuous peace!
Bir yıldır süregelen… Lelouchnun sağladığı barışı bozuyorlar!
This is what continuous war has done to my home.
Bu devam eden savaşın evime yaptıkları bunlar.
Continuous sex for eight hours, amazing. Wow, that means you can have.
Bu sekiz saat boyunca durmadan seks yapabileceğin anlamına geliyor.
You see the cord's continuous.
Omuriliğin devamlı olduğunu görüyorsun.
One continuous motion, nice and easy.
Bir devamlı hareket, nazik ve yavaş.
Set sensors for continuous scans of subspace.
Sensörleri, sürekli olarak altuzayı tarayacak şekilde ayarlayın.
It is the oldest executive mansion in continuous use in the New World.
Yeni Dünyada sürekli olarak kullanılan en eski yönetim binasıdır.
I mean, Danny, we have never spent continuous time together.
Yani, Danny, birlikte uzun zaman hiç geçirmedik.
Results: 504, Time: 0.0603

Top dictionary queries

English - Turkish