Examples of using Ederken in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Annen kavga ederken hiçbir şey satmayacağım. Young-rae.
Devriye arabasını park ederken, Sammy arkada kestiriyor.
Kızları kavga ederken görseydi, bu soruyu sormasına gerek kalmazdı.
Ayrıca bana hitap ederken… Çince konuşacaksın.
Onları meşgül ederken bizde hemen gidelim.
Prensesine evlenme teklif ederken bile ona saygı göstermeyecek misin?
Bazıları hüküm ederken diğerlerinin… acı çekmesi tanrıların dileğidir derler.
Ve onları hareket ederken görmek hiç bıkmayacağım bir dans.
Jüriyi ikna ederken hiç zorlanmazsın.
Sonra da geceleri dua ederken hatırlarsın artık beni.
Ruh sağlığı sorunları olan bir hastayı tedavi ederken olduğunu söyledim.
Arkadaşca birşey teslim ederken bile.
Yeni Fransa'' da dua ederken beni hatırlar mısın?
Ayrıca bana hitap ederken Çince konuşacaksın.
Ben ona tecavüz ederken.
Bunu istasyonu tahliye ederken kullanabilirdik.
Belki de seni, bir darağacında dans ederken izlemeliyiz!
Ya Ranveigin silahına sahip olacağım ya da buna teşebbüs ederken öleceğim.
Oyunu ilginç hale getirebilirler. Biraz haksızlık ama umarım sizinle mücadele ederken.
Young-rae, annen kavga ederken hiçbir şey satmayacağım.