Examples of using Eminim biliyorsundur in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ortalıkta onlardan fazla yok, eminim biliyorsundur.
Tabi, eminim biliyorsundur.
Aynen. James harika öpüşüyor, eminim biliyorsundur.
Aynen. James harika öpüşüyor, eminim biliyorsundur.
Evet, eminim biliyorsundur.
Bölge politikası, eminim biliyorsundur.
Eminim biliyorsundur ama bil bakalım hangi oteller kralı New Yorklu bir basın danışmanıyla ilişkiye girmiş?
Hey, eminim biliyorsundur Dobsonian teleskopu varlığını adeta John Dobsonun Vedanta Society manastırında geçirdiği zamana borçludur.
Öncelikle, tam olarak sekiz saniyedir buradayım ki burayı gözetlediğine göre eminim biliyorsundur.
Pekâlâ. Williamın bu geceki programda… bana evlenme teklif edeceğini eminim biliyorsundur.
Akira Kurosawa, ki eminim biliyorsundur, bütün zamanların en büyük yönetmenlerinden biri.
Eminim biliyorsundur… ben ve iş arkadaşlarım insanlara yardım etmeyi seviyoruz.
Eminim biliyorsundur, ABD Takım Komitesinden biri gelip Maggienin gelişimini kontrol edecek.
Şey, um, Trish, son bir kaç gündür hastanedeydim… eminim biliyorsundur.
Ortaklar olarak ortaya belli bir miktar teminat koymak zorunda kaldık. Eminim biliyorsundur ama geçen yıl.
Bebek Rutha götürüyorsundur. Ve eminim biliyorsundur, kendisi şu anda Chicagoda dünya kupasında oynuyor.
Herşey mümkün.- Eminim biliyorsundur.
Eminim biliyorsundur, her şey sana bağlı.