FALAN YOK in English translation

or anything
falan
filan
ya da başka bir şey
ya da hiçbir şeye
ya da herhangi bir şey
veya herhangi bir şeyi
yada başka birşey
şey hissetmeyin kötü falan
ya da her şey
veya birşey
or nothing
ya da hiç
ya da hiçbir şey
ya da hiçbiri
yoksa hiçbir
veya hiçbir
ya da yok
yada hiçbirşey
veya değil
falan yok ya
yoksa olmaz
whatsoever
herhangi
hiçbir
yok
her
hiç
bir şey
falan yok
varsa
yere
dilediğini
don't have any
yok
vardır
and no
ve hayır
ve hiçbir
da yok
ve hiç
ve kimse
yok oluşunu izliyorum ve
ve emirleri verdi hiçbir dostu yoktu
ve şu an itibariyle iki kurban arasında bundan başka hiçbir
ve hiçbir kimse , nerede öleceğini bilmez şüphe yok
ve kendi küçük bebeğimizden eser yoktu
no buts
aması yok
maması yok
falan yok
i̇tiraz yok
yok sizi son kez uyarıyorum
are not
değil
olmayın
ise
idi
artık
sakın şunların
dir şu halde sakın
or something
falan
filan
ya da bir şey
ya da bir şeyi
ya da başka birşey
yada başka birşey
of any kind
her türlü
her tür
herhangi bir tür
herhangi bir çeşit
herhangi bir şekilde
hiç bir tür
falan yok

Examples of using Falan yok in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Kek falan yok.
And no muffin.
Arkadas kaldigimiz falan yok.
We're not in the friend zone.
Ama minnettar olmana gerek falan yok.
Butyou don't have to be grateful or anything like that.
Hiç kalorisi falan yok.
No calories whatsoever.
Hem, artık öğrencisin, param falan yok.
Besides, you're a student now. You don't have any money.
Trafik ilerliyor.'' Ama falan yok. Ama, ama, baba.
But, but, but, Dad… No buts. The traffic's movin.
Bütün odalara baktık. Tetra falan yok.
That's every room and no tetra.
Evli değilsin, ya da sevgilin falan yok.
You're not married, or have a girlfriend or something?
Dünyayı alt üst etmek gibi bir niyetim falan yok.
Look, I'm not out to upend the world or anything.
Su yilani falan yok.
There aren't any water snakes.
Seni. n içsel şeytanların falan yok.
You don't have any inner demons. Roy, Roy.
Aşağıda adamım falan yok.
No, no, my boys are not downstairs.
Cerrah olmaktan gurur duyduğu falan yok.
He has no pride in being a surgeon whatsoever.
Trafik ilerliyor.'' Ama falan yok. Ama, ama, baba.
But, Dad… The traffic's movin'. No buts.
Yara izi falan yok.
And no scar.
Tuhaf hissetme… Seni sevdiğim falan yok.
Don't feel weird… I don't love you or anything.
Kumsalda yılan falan yok.
There aren't any snakes on the beach.
Hiç erkek arkadaşım falan yok.
I have no boyfriend whatsoever.
Pekâlâ Murph, öncelikle yeni arkadaşlarım falan yok.
Okay, Murph, first of all, I don't have any new friends.
Bak, odamız falan yok.
Gotta have a room or something.
Results: 435, Time: 0.0715

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English