FARKLI BIR ADAM in English translation

different man
farklı bir adam
bambaşka bir adam
farklı bir adamdım
farklı bir erkek
değişik bir adam
başka bir insan
farklı bir insan
different guy
farklı bir adam
başka biri
başka bir adam
farklı bir çocuk
farklı kişi
different person
farklı biri
farklı bir insan
bambaşka biri
başka biri
başka bir insandı
başka bir insan
başka bir kişi

Examples of using Farklı bir adam in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Acaba ben tamamen farklı bir adam olabilir miyim?
I wonder if I could ever be a different guy altogether?
Anladım farklı bir adam olduğunu.
I could see you were a man of distinction♪.
Şafak vakti farklı bir adam uyanmaktadır.
The sober dawn awakens a different man.
Bu farklı bir adam.
That's a different guy.
Hayır. Farklı bir adam gibiydi.
No. Seems it was a different man.
Artık… farklı bir adam olacağım.
Now… I'm going to be a different man.
Sadece farklı bir adam olmam gerek.
Just gonna have to be a different man.
O şimdi farklı bir adam.
He's a different man now.
Gregorynin Crimeadan farklı bir adam olarak gelmişti.
Gregory had come back from the Crimea a different man.
Serkan farklı bir adam.
Serkan is a different man.
O farklı bir adam.
He's a different man.
Bir şey yaparsak ve sen yarın farklı bir adam olursan?
If we do anything and tomorrow you're a different guy?
Onunla ne zaman konuşsam, farklı bir adam geliyor telefona.
Every time I talk to your brother, it's a different guy.
Petrol şirketleri geldiğinden beri farklı bir adam.
He's been a different man since the oil companies came.
Bundan böyle babanız farklı bir adam.
Since then your father's a different man.
O benimle tanıştığından beri farklı bir adam oldu.
He's a different man since he's met me.
Iris, kıyafetleri verdiğin için teşekkür ederim ama içlerinde farklı bir adam var.
Iris, I'm glad to have the clothes, but I want to tell you something. There's a different man in them.
Dawson Leery büyük şehirden farklı bir adam olarak döner. Koyun karşısındaki kızla bağlarını koparmaya kararlıdır.
Dawson returns from the city a changed man determined to sever ties with girl.
yeni bir hayata başlaması yeni bir aile kurması onu farklı bir adam yapmaz.
start a new family, that… that don't make him a different man.
onun artık tamamen farklı bir adam olduğuna dair tanıklık edecekler.
they will all testify that he is, indeed, a fundamentally different person.
Results: 124, Time: 0.8064

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English