Examples of using Gölgesine in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sokak kedisiymişim gibi aşkının gölgesine yerleştir beni.
Bir daha ona dokunmaya cesaret edersen gölgesine dahi seni yukarıdan aşagıya bırakırım git… git.
Ay tutulması sırasında dünyanın ay üzerindeki gölgesine bakarak güneşin dünyadan çok daha büyük olması gerektiğine
İkimizde biliyoruz ki sen 1600 Pennsylvania Avenue gölgesine karşı duruyorsun
Bunca zamandır başkalarının gölgesine… saklanıp başkalarını izleyip yaşamlarını fotoğraflıyordun.
Rahatladım. gölgesine bir kez daha bakmış olsaydım Ama Bayan Kim yatağındayken böyle korkunç bir şekilde ölmezdi.
Dünya güneşin ışığının aya ulaşmasını önleyince… ay dünyanın gölgesine girerek ortadan kaybolmuş gibi görünür.
Normalde görülebilmeleri açısından çok silik olurlar, ve sadece güneş ufkun altındayen, atmosferin alt tabakaları dünyanın gölgesine girdiğinde görünürler.
Bir evin gölgesine yaklaşmak bile bana yasaktır bu konuda çok hassasım.
Tepeciğin gölgesine saklanmış tekboynuzları arıyor
Büyük ağaçların gölgesine çömelerek gelip geçen insanlara dikkat eder ve onları yiyerek yaşarmış!
Haçı tüm Apusun veya Incanın dağlarının en kutsalı Ausangatenin gölgesine, buzun üzerine koyarsınız.
Sana dokunamazlar. O ağacın gölgesine oturduğunda, görünmez olursun.
Mısırın gölgesine sığınmaları onlar için rezillik olacak.
gördüğünden çok daha parlak görürsün. ve ay seninle güneş arasında iken, Ayın gölgesine girdiğinde.
çok daha parlak görürsün. yıldızları dünyada en açık gecede… Ayın gölgesine girdiğinde… ve ay seninle güneş arasında iken.
İki boyutlu bir gölgenin aslında üç boyutlu bir kübe ait olduğu gerçeğini bize öğretmesi gibi üç boyutlu gölgesine bakarak, dört boyutlu bir kübü, hiperkübü keşfetmemiz mümkün.
11b pulları matbacılık işlemine tabi tutuldu ve aslan gölgesine sahip olup sırası
Saigon Gölgesine takılıyor.
Ganymedenin gölgesine gidiyoruz.