SHADOW in Turkish translation

['ʃædəʊ]
['ʃædəʊ]
gölge
shadow
shade
karanlık
dark
darkness
black
shady
blackness
darkened
farı
gölgesi
shadow
shade
gölgeyi
shadow
shade
gölgesini
shadow
shade
shadowu

Examples of using Shadow in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I'm gonna call Shadow and tell him what's going on.
Hatta Shadowu arayıp olanları ona anlatacağım.
In the field of shadow matter. I understand you have been making some fascinating discoveries.
Etkileyici keşifler yapıyorsunuz. karanlık madde alanında Anladığım kadarıyla.
Go help save Shadow.
Gidip Shadowu kurtarmaya yardım et.
The Shadow knows. Who knows?
Karanlık bilir. Kim bilir?
That's the real deal eye shadow.
Bu kaliteli bir göz farı.
After we get Shadow.
Shadowu kurtardıktan sonra.
And a shadow will fall upon the earth.
Ve karanlık, dünyanın üzerine çökecek.
Eyeliner, eye shadow, lipstick.
Göz kalemi, göz farı, ruj.
You know you don't want Shadow, don't you?
Shadowu istemediğini biliyorsun, değil mi?
like light and shadow.
aynı ışık ve karanlık gibi.
In the meantime, we can pick out an eye shadow and lip tint.
Bu arada, biz de göz farı ve ruj seçelim.
And now I'm waiting for Shadow.
Ama artık Shadowu bekliyorum.
But no one knows the shadow world of UFO government conspiracies better than Harlan.
Ama kimse hükümetin UFO komplolarının karanlık dünyasını Harlandan iyi bilemez.
Love Shadow. Loved Shadow.
Shadowu seviyorum. Shadowu sevdim.
Atlas… running their own government? some… shadow deep state.
Atlas… kendi hükümetini kurmuş… karanlık bir derin devlet.
Running their own government? some shadow deep state Atlas.
Atlas… kendi hükümetini kurmuş… karanlık bir derin devlet.
Medical experiment, shadow corp?
Tıbbi deneyler, karanlık şirket?
Light and shadow.
Işık ve karanlık.
You may have lost your shadow, but there's one thing you're forgetting.
Gölgeni kaybetmiş olabilirsin ama unuttuğun bir şey var.
Even though I walk through the valley of the shadow of death.
Ben ölümün gölgesindeki vadide yürüsem bile.
Results: 5226, Time: 0.061

Top dictionary queries

English - Turkish