GÜNDÜZ VAKTI in English translation

in broad daylight
güpegündüz
gündüz
gündüz vakti
gün ortasında
içinde silah kullanmaya cesaret edemezler güpegündüz
gündüzleri kadın
in the daytime
gündüz
gündüz vakti
gündüzleri
gün içinde
gün boyu
gün ışığında
daylight
günışığı
gündüz
gün ışığı
güneş ışığı
güpegündüz
gün ağarana
gün ışıyana
in the middle of the day
gün ortasında
günün ortasında
gündüz vakti
güpegündüz
gun ortasinda
in the day time
gündüz vakti
midday
öğle
gün ortası
gündüz vakti
during the day when

Examples of using Gündüz vakti in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gündüz vakti, Genel Valinin gözünün önünde adam vurulması.
A shooting in broad daylight, under the Viceroy's nose.
Neler oluyor? Gündüz vakti uyanık olamam?
I cannot be up during the daylight. What is happening?
Dogru! Gündüz vakti sarhos olacagiz!
We will get drunk in the daytime. Right!
Yani gündüz vakti genç bir kız otelin önünden nasıl kaçırılır?
How can a young girl be kidnapped in broad daylight from in front of a hotel?
Gündüz vakti onu götürmek oldukça risklidir.
It's too risky to move her during daylight.
Doğru! Gündüz vakti sarhoş olacağız.
Right! We will get drunk in the daytime.
Cesedi gündüz vakti yakamam zaten.
Can't burn the body in the daylight, anyway.
Doğru! Gündüz vakti sarhoş olacağız!
We will just get drunk in the daytime. Right!
Cesedi gündüz vakti yakamam zaten.
Can't burn the body in daylight anyway.
Doğru! Gündüz vakti sarhoş olacağız!
We will get drunk in the daytime. Right!
Gündüz vakti bu biraz zor olacak.
Hard enough doing it by daylight.
Dogru! Gündüz vakti sarhos olacagiz.
Right! We will get drunk in the daytime.
Gündüz vakti bile.
Not even in daylight.
Dogru! Gündüz vakti sarhos olacagiz!
We will just get drunk in the daytime. Right!
Gündüz vakti soygun.
Daylight robbery.
Tam zamanı. Klostrofobim var, gündüz vakti bile.
Perfect time. I get claustrophobic, even in the daytime.
Doğru! Gündüz vakti sarhoş olacağız.
Right! We will get drunk in daylight.
Başka seçeneğim yoktu, gündüz vakti yağmur yağıyor.
I had no choice, it's raining in the daytime.
Gündüz vakti çok riskli olur.
Too risky during the daylight.
Ben sana neyin doğru olmadığını söyleyeyim, Gündüz vakti saten bir büstiyerin.
I will tell you what's not right, a satin bustier in the daytime.
Results: 264, Time: 0.0305

Gündüz vakti in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English