GITGIDE in English translation

and
ve
ayrıca
peki
edip
hem
sonra
ise
arasında
gradually
yavaş yavaş
giderek
gitgide
gittikçe
azar azar
kademeli olarak
zamanla
aşamalı olarak
dereceli olarak
tedricen
increasingly
giderek
gittikçe
giderek daha fazla
daha
gitgide
artan
artarak
gitgide daha
başladı
giderek artan bir şekilde
more and more
daha da
gittikçe daha çok
gittikçe
daha ve daha fazla
gitgide daha fazla
gitgide
giderek
daha da fazla fazla
artık giderek daha fazla
grew
büyür
büyüyen
büyüyüp
yetişir
yetişen
yetişiyor
büyütmek
gittikçe
büyümesini
yetiştiği
becomes
olmak
olur
dönüşür
haline
olurlar
dönüş
am getting
becoming
olmak
olur
dönüşür
haline
olurlar
dönüş
grow
büyür
büyüyen
büyüyüp
yetişir
yetişen
yetişiyor
büyütmek
gittikçe
büyümesini
yetiştiği
grows
büyür
büyüyen
büyüyüp
yetişir
yetişen
yetişiyor
büyütmek
gittikçe
büyümesini
yetiştiği
became
olmak
olur
dönüşür
haline
olurlar
dönüş
keeps getting

Examples of using Gitgide in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Teröristler gitgide daha iyi görünüyor, değil mi?
Those terrorists just keep getting better looking, don't they?
Önce hanım yaralarını saklamaya çalıştı, ama onlar gitgide derinleşiyordu.
Initially she tried hard to conceal her scars… but her wounds grew deeper.
Ortadan kaybolmalar başladığından beri… Parlak bir beyin bulmak gitgide zorlaşıyor.
Finding a great mind has been increasingly difficult since the disappearances.
Ve İtalya, kurtarıcının da niyet etmiş olduğu gibi, gitgide zenginleşiyor.
And Italy becomes rich as the Savior intended.
Gitgide saçmalaşıyor.
This is getting ridiculous.
Gitgide şelale hayali kuruyor gibi gözüküyorum.
More and more, I seem to imagine… waterfalls.
Gözlerin gitgide kötüleşiyor.
Your eyes are getting worse.
Gitgide daha havalı oluyorsun.
You just keep getting cooler.
Onun ve onun arasındaki dostluk gitgide aşka dönüştü.
By degrees the friendship between him and her grew into love.
Ve İtalya, kurtarıcının da niyet etmiş olduğu gibi, gitgide zenginleşiyor.
And ltaly becomes rich, as the Saviour intended.
Senin bir robot olduğuna gitgide inanıyorum.
I increasingly believe you are a robot.
Gitgide daha kötü kokuyor.
That smell's getting worse.
Veya bu oda gitgide küçülüyor. Nefes alamıyorum.
Or, this room is getting smaller. I can't breathe.
Ben de gitgide kendimi sürgünde hissediyorum.
I feel more and more an exile myself.
Gitgide hizlaniyorsunuz yahu!
You guys are getting fast!
Günler gitgide soğuyor.
The days keep getting colder.
Ve İtalya, kurtarıcının da niyet etmiş olduğu gibi, gitgide zenginleşiyor.
As the Savior intended. And Italy becomes rich.
Gitgide kolaylaşıyor, Pilot.
It's getting easier, Pilot.
Belki gitgide yaşlanıyorum ama onları seviyorum.
Maybe I'm getting senile… but I like them.
Veya bu oda gitgide küçülüyor. Nefes alamıyorum.
I can't breathe. Or, this room is getting smaller.
Results: 420, Time: 0.0484

Top dictionary queries

Turkish - English