IZIN VERILMEZ in English translation

you will not be allowed
does not allow
izin verme
don't let
sakın
izin verme
müsaade etme
bırakma
dont let
giden , sakın
edenin
çıkarmasın şüphe yok
edenler
uğratmayız
are not allowed

Examples of using Izin verilmez in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Megha ya da diğer görevlilerin ziyaretçilerine burada izin verilmez.
Megha or any other attendant's visitors are not allowed here.
Satrançta yardıma izin verilmez.
In chess, help isn't allowed.
Karanlığın güçlerine bu kapıdan girmesi izin verilmez.
Darkness is not allowed past this threshold. How did you get in?
Ve şapkalara da izin verilmez.
Bu barda çocuklara izin verilmez.
Children aren't allowed in this bar.
Bunun konuşulmasına izin verilmez.
It is not permitted to talk of that.
Yüzme kıyafetlerine burada izin verilmez.
Bathing suits are not allowed here.
Burada balık tutmaya izin verilmez.
Fishing is not allowed here.
Tomun köpeğine evde izin verilmez.
Tom's dog isn't allowed in the house.
Bu evde yalan söylemeye izin verilmez.
In this house, lies are not permitted.
Evet, şirketimizde alkollü içeceklere izin verilmez.
Yes, alcoholic drinks aren't allowed in this company.
Bu etkinlikte uçuşa izin verilmez.
Flying is not permitted in this event.
Yanlış bilgilendirmeye ailemizde izin verilmez.
Providing false information is not allowed in our family.
Alkollü içki içen İnsanların girmesine izin verilmez.
People who drink alcoholic beverages are not allowed to enter.
Savaş zamanında, lükse izin verilmez.
In war time, luxuries are not permitted.
Tomun oraya gitmesine izin verilmez.
Tom isn't allowed to go there.
Yaşadığım apartman binasında evcil hayvanlara izin verilmez.
Pets aren't allowed in the apartment building where I live.
Olağanüstü olanı gerçekleştirmeye bilim ve endüstride izin verilmez.
The truly extraordinary is not permitted in science and industry.
Avrupa Birliğinde gıda katkı maddesi olarak demir( III) fosfata izin verilmez.
Iron(III) phosphate is not allowed as food additive in the European Union.
Sekreterlere yerel çalışanlarla dışarı çıkmaları için izin verilmez.
Secretaries are not allowed to go out with local employees.
Results: 278, Time: 0.0288

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English