Examples of using Nasip in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Allah onlara âhirette nasip vermemek istiyor. Onlara büyük bir azap vardır.
Kendilerine Kitaptan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar
Baksanıza kendilerine kitaptan nasip verilenlerin yaptıklarına! Kendilerinin hidâyeti bırakıp sapıklığı satın almaları yetmiyormuş gibi,
barış ve beraberlik nasip edin.
Ey iman edenler! Ne alışverişin, ne bir dosttan yardım beklemenin, ne de bir kimseden şefaat ummanın mümkün olmadığı bir gün gelmeden önce, size nasip ettiğimiz şeylerden harcayın!
Kendilerine Kitaptan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar!
Kendilerine Kitaptan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar!
kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkarcılığa sapan bir kavme Allah nasıl hidayet nasip eder?
Bana da kardeşimin katilini bulmak için güç, azim ve sebat nasip eyle.
Ey iman edenler! Ne alışverişin, ne bir dosttan yardım beklemenin, ne de bir kimseden şefaat ummanın mümkün olmadığı bir gün gelmeden önce, size nasip ettiğimiz şeylerden harcayın!
Onlar sizi gözetleyip dururlar. Eğer Allah tarafından size bir zafer nasip olursa:'' Biz sizinle beraber değil miydik?'' derler?
Baksanıza kendilerine kitaptan nasip verilenlerin yaptıklarına! Kendilerinin hidâyeti bırakıp
Baksanıza kendilerine kitaptan nasip verilenlerin yaptıklarına! Kendilerinin hidâyeti bırakıp sapıklığı satın almaları yetmiyormuş gibi,
Sizi gözetleyip duruyorlar. Allahtan size fetih nasip olursa,'' sizinle birlikte değil miydik'' diyecekler?
Kendilerine Kitaptan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar
işte onlar için âhirette hiçbir nasip yoktur.
Baksanıza kendilerine kitaptan nasip verilenlerin yaptıklarına! Kendilerinin hidâyeti bırakıp sapıklığı satın almaları yetmiyormuş gibi,
Allahtan size fetih nasip olursa,'' sizinle birlikte değil miydik'' diyecekler?
bu çeşit adama ahiretten nasip yoktur.
Kendilerine Kitaptan nasip verilenlere baksana! Sapıklığı satın alıyorlar ve sizin de yoldan çıkmanızı istiyorlar!