Examples of using Olmaktan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Benimle olmaktan keyif aldıklarını biliyorum.
O burada seninle olmaktan mutlu o lduğumu sanıyor, öpüşmek, öpüşmek.
Eski uzaylıların dünya dışı olmaktan ziyade belki de manevi miydi?
Sen bir arada olmaktan benim kadar bunalmıyorsun ama.
Jüri, çok havalı olmaktan seni suçlu buldu, değil mi?
Ben senin olmaktan korktuğun her şeyim.
Olmaktan, gayet memnunum. Ve ben, o insanlardan biri.
Son Amerikan kızlık zarına sahip olmaktan gurur duyan birine mi bakıyorum?
Neredeyse 16 olmaktan ve hiç öpülmemiş olmaktan daha kötüsü nedir?
Ben kendi adıma Barış ve Özgürlük Partisine üye olmaktan gurur duyuyorum.
Resmen hobim olmaktan çıkarıldın.
Söylemeliyim burada seninle olmaktan onur duydum.
De ki:“ Ey insanlar! Benim görevim sırf bir uyarıcı olmaktan ibarettir.
Biz birlikteyken onun iki numarası olmaktan keyif almadın.
Ve ben, o insanlardan biri olmaktan, gayet memnunum.
Hepsi ışık gücüne sahip olmaktan suçlu bulundu.
eğlenen gençlerin… etrafında olmaktan keyif alıyordur.
Bomba hazır olduğunda halkın fikri sorun olmaktan çıkacak.
De ki:“ Ey insanlar! Benim görevim sırf bir uyarıcı olmaktan ibarettir.
O kadar harika arkadaşlardı ki, arkadaş olmaktan sıkılıp birbirlerini becermeye başladılar.