RIZASI in English translation

sake
saki
adına
aşkına
iyiliği
hatırı
uğruna
rızası
selameti
consent
rıza
onay
razı
kabul
izin
izni
tasdiknameyi
willing
olacak
eder
edecek
olur
gelecek
verecek
yakında
birazdan
olacak mı
hemen
pleasure
zevk
memnun
keyif
haz
memnuniyet
tatmin
şerefi
mutluluk
keyfi
rızasını
the countenance
rızası
yüzünü rızasını
please
lütfen
blessing
nimet
lütuf
dua
rahmet
onayımı
kutsamasını
rızasını
kutsanmış
bir kutsanma
bereket
consensual
rızasıyla
karşılıklı rızayla
karşılıklı
karşılıklı anlaşmaya dayalı
consenting
rıza
onay
razı
kabul
izin
izni
tasdiknameyi
will
olacak
eder
edecek
olur
gelecek
verecek
yakında
birazdan
olacak mı
hemen

Examples of using Rızası in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Rızası olan yetişkinleriz.
We're consenting adults.
Bu kursu alman için bir ebeveynin rızası lazım, tamam mı?
To take this course you need a parent's consent, OK?
İş departmanındaki rızası olan yetişkinlerin birbirini kontrol altında tutması gerek.
Consenting adults in business departments that are supposed to keep each other in check.
Kendi rızası olamaz. Kız 17 yaşında.
She's not allowed to have her own will. She's 17.
Evet ama sorun şu ki onun rızası olmadan babalık testi yapamıyoruz.
But to do that, we need his consent. That's right.
Rızası olan iki yetişkindik.
We were two consenting adults.
Kız 17 yaşında. Kendi rızası olamaz.
She's 17. She's not allowed to have her own will.
Başkanları vardır, ama o da halkın rızası ile hükmeder.
They have a president, but he governs with the consent of the people.
Rızası olan yetişkinleriz Nate.
We are consenting adults, Nate.
Rızası olan iki palyaço arasında ama.
That's between two consenting clowns.
Ama yine de her iki yetişkinin de rızası gerekir.
But you still need two consenting adults. We're married.
ONeil ikimiz de rızası olan yetişkinleriz.
O'Neil, we're both consenting adults.
Allah rızası için Abu Hamza.
For God sakes Abu Hamza.
Tabiki, anne ve babanın rızası ile.
Of course, with blessings of mother and father.
Aslında onun rızası olduğundan pek emin değilim.
Well, I don't know if she consented.
Size sırf Allah rızası için yemek yediriyoruz.
We feed you only for the countenance of Allah.
Biz sizi ALLAH rızası için yediriyoruz.
We feed you only for the countenance of Allah.
Allahın rızası ise hepsinden büyüktür.
But the greatest bliss is the Good Pleasure of Allah.
Kusura bakma ama rızası olmayan biriyle yatmaya çalışmak tecavüzdür.
Sorry, but forcing someone against their will is rape.
Rızası olmadan bir hastaya bir şey yaptıramazsınız!
You can't force a patient without their consent!
Results: 253, Time: 0.0425

Top dictionary queries

Turkish - English