SÖYLEMEM GEREKIR in English translation

i have to say
söyleyeceklerimi
söylemeliyim
söylemek zorundayım
söylemem gerek
söylemem lazım
demek zorundayım
söylemem gerektiğini
belirtmem gerekir
belirtmem gerek
söylemem gereken şey
i must say
söylemeliyim
söylemem gerek
söylemek zorundayım
söylemem gerekir
söylemem lazım
olduğunu söylemeliyim
demek zorundayım
belirtmem gerekir
demem gerektiğini
ettiğini söylemeliyim
i should say
söylemem gerektiğini
söylemem gereken
demem gerektiğini
demem lazım
söylemeliyim
daha doğrusu
de
ben de
demem gerek
desem daha doğru
i should tell you
sana söylemem gereken
sana söyleyeyim
sana anlatmam gereken
i have to tell you
söylemek zorundayım
sana söylemem gereken
söylemem lazım
sana söylemem gerek
söylediğim için çok üzgünüm ama kaza yaptınız
size anlatmam gerek
sana anlatmak zorundayım
sana söylemem lazım
size anlatmam gerektiğini
söylememe gerek var mı
gotta say
söylemem gerek
söylemem lazım
söylemek zorundayım
demem lazım
demen lazım
şunu söyleyeyim
i must tell you
sana söylemem gereken
size anlatmam gereken
olmalısın hayat yolunu yürüdüm ve söylemeliyim
i need to say
söylemem gerek
söylemem lazım
söylemek istiyorum
söylemem gerektiğini
benim için yaptığın onca şeyden sonra bunu söylemem lazım
demem lazım
söylemem söylemem gereken bazı şeyler var
demem gerek
söylemem gereken

Examples of using Söylemem gerekir in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Söylemem gerekir ki sana saygı duyuyorum.
I got to sayI respect you.
Hepsi kadın. Söylemem gerekir ki alışıImadık bir nakliyat.
Unusual cargo, I must say.- Oh.- Women.
Nasıl görünüyorum?- Bunu benim söylemem gerekir!
I'm supposed to say that. How do I look?
Bunun fazla basit bir soru olduğunu söylemem gerekir.
I should say this is too simple question.
Ancak söylemem gerekir ki, bu böcekler en geniş boy.
Though I have to say, these bedbugs are on the large size.
Ama şunu söylemem gerekir ki büyük servet avuçlarınızın içinde.
But I must tell you, great wealth is within your grasp.
Ayrıca söylemem gerekir, bundan daha iyisini yapabilirsin.
Although I got to say, I think you can do much better.
Söylemem gerekir ki oynadıkları oyun oldukça eğlenceliye benziyor.
That game they're playing looks like a good bit of fun. I must say.
Kızı kaçıran oysa, bunu söylemem gerekir.
If he's the guy, I need to say it.
Notlar hakkında bir şey söylemem gerekir.
I should say something about grades.
Söylemem gerekir ki alışılmadık bir nakliyat.
Unusual cargo, I must say.
Söylemem gerekir ki kesin onu tanıyorsun!
I must say you do know him! Stop it!
Profesör, söylemem gerekir kahvaltı ve sabah çayı veremiyorum.
I THINK I SHOULD TELL YOU, PROFESSOR, I'M UNABLE TO PROVIDE BREAKFAST OR EARLY MORNING TEA.
Söylemem gerekir ki seninle konuşmama fikrini sevdim.
I GOT TO SAY, I LIKE THE IDEA OF NOT TALKING TO YOU.
Ne söylemem gerekir?
What am I supposed to say?
Ona ne söylemem gerekir?
I mean, what am I supposed to say to him?
Eğer Prens şiir okursa ne söylemem gerekir?
If the Prince recites poetry what should I say?
Bu durumda, yapım şirketi ararsa ne söylemem gerekir? Hocam!
Even so, what should I say if the production company calls? Teacher!
Yapım şirketi ararsa ne söylemem gerekir?
If the production company calls, what should I say?
Bizimle kalmanı sağlamak için ne söylemem gerekir?
So what should I say to make you stay with us?
Results: 240, Time: 0.0483

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English