Examples of using Sınırlı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sebebin sorunu sınırlı olmasıdır.
Lütfen sorularınızı bu davayla sınırlı tutun.
İnsan zihninin kapasitesi sınırlı.
Neden bu operasyon sen ve Grimes ile sınırlı?
İnsanlar çok sınırlı.
Süreniz sınırlı.
Burası sınırlı.
Benim sürem sınırlı.
Sürenin, dört ayla sınırlı olduğunu sana söylemiştim.
Burayı ne sınırlı ne de sıkıcı olduğu için bulduk.
Bu şeyler çok sınırlı ve ilkeller.
Yani sınırlı ufak bir grup.
Sınırlı erişim var, denizden uzakta bir yerde.
Bu sınırlı alanın süslemek için daha uygun olacağını düşündüm.
Zamanım sınırlı Helen.
Sınırlı sayıda tutulmak zorunda.
Bizim dünyamızda sınırlı güçleri var.
Neden bizimle sınırlı kalması gerekiyor James?
Ehliyetim sınırlı, işe ve okula gidebilirim.
Yani, sınırlı bir nüfus kesimine hitap ediyorum.