SEVINDIM in English translation

glad
memnun
iyi
memnuniyet
sevindim
mutluyum
good
iyi
güzel
harika
uslu
sağlam
sevindim
nice
güzel
iyi
hoş
nazik
kibar
memnun
sevimli
sevindim
hoştu
happy
mutlu
memnun
hoşnut
mutluyum
kutlu olsun
sevindim
neşeli
pleased
lütfen
delighted
zevk
keyif
hoş
sevinç
lokumu
hazzı
nimetlerle
mutlu
memnun
lokumudur

Examples of using Sevindim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Merhaba efendim.- Seni gördüğüme sevindim Paul.
Hello, sir.- Good to see you, Paul.
Çok sevindim. Dr. Chayı çok özlemiştim.
I'm so pleased. I missed Dr. Cha so much.
Tanıştığımıza sevindim Bayan Bowman. -Evet efendim.
Yes, sir. Nice to meet you, Ms Bowman.
Jenny, seni reddettikleri için üzgünüm… ama aramızdaki Malone için sevindim.
Jenny, I'm sorry they turned you down but delighted about Malone here.
Wow, sen…- Seni gördüğüme sevindim. Merhaba.
Wow, you… Hi.- Good to see you.
Tanıştığımıza sevindim efendim. Ama o Amerikalı, Harry Dean.
Sir, nice to meet you. But he's American, Harry Dean.
İkimizin de ülkelerimiz arasındaki barış antlaşmasını yenilemek istemesine çok sevindim.
I am delighted we both wish to renew the peace treaty between our two countries.
Wow, sen…- Seni gördüğüme sevindim. Merhaba.
Good to see you.- Wow, you… Hi.
Ben, ıhh… Sizi gördüğüme çok sevindim.
I'm, uh… l-I'm really delighted to see you.
Merhaba, Drew. Sizi gördüğüme sevindim Bay Kessler.
Hello, Drew. Nice to see you, Mr. Kessler.
Hoşça kalın. Sydney, Dixon amirim… olmayı kabul ettiğini söyleyince çok sevindim.
Bye. sydney, i was very pleased when dixon said.
Merhaba, John. Seni tanıdığıma sevindim, John Callahan.
Hi, John. Good to know you, John Callahan.
Ve bay Nair. Sevindim.
Delighted. And Mr. Nair.
Nereden biliyorsun?- Seni tekrar gördüğüme sevindim Jimmie.
What do you know? Nice to see you again, Jimmie.
Aman Tanrım, çok üzüldüm/ gerçekten sevindim.
Oh my God, I'm so sorry, slash really pleased.
Merhaba, John. Seni tanıdığıma sevindim, John Callahan.
Good to know you, John Callahan, Hi, John.
Ve bay Nair. Sevindim.
And Mr. Nair. Delighted.
Çocuklar.- Bill.- Aaron, seni gördüğüme sevindim.
Bill. Boys.-Aaron, nice to see you.
Bana bir şans daha vermeye karar vermene çok sevindim.- Majesteleri.
Your Majesty. I'm so pleased you have decided to give me another chance.
Merhaba Juan. Helen, seni gördüğüme sevindim.
Helen, good to see you.- Hello, Juan.
Results: 13749, Time: 0.0308

Top dictionary queries

Turkish - English