Examples of using Tatmin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tatmin olduk.- İşe yaradı.
Ayrıca heyecan da var… ve tatmin.
Sence bu, o kaltağı tatmin edecek mi?
Ben tatmin olmadım!
Tatmin olduk.- İşe yaradı.
Ama sanırım tatmin olmayı ertelemekle, yatıp beklemeyi karıştırıyorsun.
Dövüşmek zorundayım… yoksa asla tatmin olmayacağım.
Bu yüzden de tatmin olmuş.
Zaman geçtikçe, sadece fiziksel tatmin aramaya başladık.
Cidden bu tutumunun Kaptan Leviyi tatmin edeceğini düşünüyor musun?
Sonuçtan tatmin olmuş değil.
Hizmetimiz tatmin ediyor mu?
Aslına bakarsanız, kendi ertelenmiş tatmin olma sorunlarımla baş etmeye çalışıyorum.
Ve gerçek nedeni bilmeden onu gömmekle tatmin olacak mısınız?
En sonunda beni aşk ve tutkunla tatmin edeceksin.
Kendi kendimi de tatmin edebilirdim.
Ya beni azdıramazsa veya ben onu tatmin edemezsem?
Tatmin olmadığını görmek beni üzer yani.
Eğer mükemmellik ararsanız, asla tatmin olmazsınız.
Çünkü mutlu ve tatmin olmuş oluyorum.