YAKAYI in English translation

collar
tasma
yakalı
yaka
köprücük
boyunluğu
gerdanlık
neckline
yakayı
yaka
get
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın

Examples of using Yakayı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Sonunda, Keung ve Fong Sanshuide yakayı ele verdiler.
Later, Keung and Fong was caught in Sanshui.
Bana diyorsun ki, adam bundan yakayı sıyıracak.
That's what you're telling me: He's going to get away with it.
Fernack tüm bacak işini yaptı Sonra da yakayı alayım.
then let me get the collar.
Pek çok firari çabucak yakayı ele verir çünkü kaçmak için o kadar çabalarlar ki arkalarında bolca iz bırakırlar.
Most fugitives are caught quickly because they're trying so hard to get away that they leave a trail a mile wide.
Onu yakalayacaklar, yakayı ele verecek, Antwonun fırçalarını duymak istemiyorum.
I don't even wanna hear what Antwon's gonna say. They snag him, he gets caught.
Rabbim hakkı için o kesin bir gerçektir. Ve siz bundan yakayı kurtaramazsınız.
By my Lord, it is true, and you cannot evade it.”.
Bahçelerinde wolfsangel yakan korkaklar değil mi onlar?
Aren't those the pus-heads that burned a wolfsangel on their lawn?
Eğer Usta Splinter bizi yakalarsa, bizi hashiye geri gönderir.
If Master Splinter catches us, he will send us back to the Ha'shi.
Dul seni bununla yakalarsa… Hayır, endişelenme.- Evet.
No, don't worry. If The Widow catches you with that… Yeah.
Dul seni bununla yakalarsa… Hayır, endişelenme.- Evet.
If The Widow catches you with that… No, don't worry. Yeah.
Dul seni bununla yakalarsa… Hayır, endişelenme.- Evet.
No, don't worry. Yeah. If The Widow catches you with that.
Dul seni bununla yakalarsa… Hayır, endişelenme.- Evet.
Yeah.- If The Widow catches you with that…- No, don't worry.
Hay aksi, yakalandım. Çalmamam gerektiğini biliyorum.
I know I shouldn't be playing it. Uh, busted.
Evet, yakalım hadi onları!
Let's burn them! Yeah!
Yakalım onu! Bu Zahitin babasını öldüren, Amerikalıların köpeği.
Burn him! He belongs to the Americans who killed Zahed's dad.
Yakalım onu! Bu Zahitin babasını öldüren, Amerikalıların köpeği!
He belongs to the Americans who killed Zahed's dad. Burn him!
Parisin bu yakasında sadece bir tane kireçtaşı ocağı var. Endülüs mü?
Andalusian? There's only one limestone quarry this side of Paris?
Mason Dixon Lineun bu yakasındaki en güzel cevizli pastayı biz yapıyoruz.
I make the best pecan pie this side of the Mason-Dixon Line.
Yakalandın. Aslında bence birçok kişiyi rahatlıkla kandırabilir.
Actually, I think he's more than capable of fooling most people. Busted.
Habersiz. Yakalanmış. Güzelliğe duyduğum bu hayranlık çok küçük yaşlarda başladı.
This fascination with beauty started at a very young age. Unaware. Captured.
Results: 45, Time: 0.0301

Top dictionary queries

Turkish - English