YAPMAN in English translation

• do
• make
• doing
• did
• making
• done

Examples of using Yapman in Turkish and their translations into English

Eskiden ünlü olmak için son derece etkileyici bir şey yapman gerekirdi.
Back then, to be famous, you had to have done something impressive.

Farketmez. Sen, yapman gerekeni yapmak durumundasın.
Doesn't matter. You did what you had to do.

İstediğini elde etmek için yapman gerekeni yaptın..
You did what you had to do to get what you wanted.

Lucy, sen yapman gerekeni yaptın..
Lucy, you… You did what you had to do..

Ajumma sen yapman gerekeni yaptın.
Ajumma, you did what you had to do..

Sen de yapman gerekeni yaptın.
And so you did what you had to.

Sen de yapman gerekeni yaptın.
And you did what you must.

Sen yapman gereken şeyi yaptın.
Well… you did what you had to.

Byung-ho, sen yapman gerekeni yaptın.
Byung-ho, you did what you had to do..

Beni dinle, sen yapman gerekeni yaptın.
Look, you did what you had to do..

Ne kadar sürdü bunu yapman?
How long did this take you?

Ne yapman gerekiyorsa yap..
DO WHAT YOU have GOT TO DO..

Tek yapman gereken onu sevdiğini söylemen.
ALL YOU HAVE TO DO IS TELL HIM YOU LOVE HIM.

O zaman tek yapman gereken şunu imzalaman.
THEN ALL YOU HAVE TO DO IS SIGN THIS.

Yapman gereken tek şey, o mektubu ulaştırmak.
ALL YOU HAVE TO DO IS MAIL THAT LETTER.

Ne yapman gerekiyorsa onu yap..
DO WHAT YOU have GOT TO DO..

Bunu yapman gerekiyor.
IT'S SOMETHING YOU HAVE TO DO.

Ne yapman gerektiğini biliyor musun, dedi?
HE SAID,"YOU KNOW WHAT YOU GOTTA DO?

Bu yapman gereken bir şey.
IT'S SOMETHING YOU HAVE TO DO.

Ne yapman gerektiğini biliyorsun.
An1}WHAT YOU HAVE TO DO. YOU KNOW.