Examples of using Yeterince param in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Yeterince paranız vardır.
Umarım yeterince paraları vardır.
Zaten yeterince parası yok muydu?
Didn't he already have enough money?Yeterince parası var.
He's got enough money.Tomun yeterince parası var mı?
Does Tom have enough money?Yargıcın fidye için yeterince parası olmadığından başka kimin haberi vardı?
Who else knew the Judge had enough money for the ransom?Belki de yeterince parası yoktu.
Maybe he didn't have enough money.Yeterince paranız var mı bakayım?
Have you got enough money?Teğmen olduğumda yeterince paramız olacak. Üzülme sevgilim.
When I am a Lieutenant, I will earn enough money Don't be sad, Darling.Taksi için yeterince paramız var mı?
Have we got enough money for a taxi?Yeterince paramız arttı, kendime güzel bir kamera alabilirim.
We got enough money left, I can buy me a nice video camera.Hiç sanmıyorum. Yeterince paran var, Regina.
You have got enough money, Regina. I don't think so.Yeterince paran olursa, her şeye sahip olabileceğini sandın.
You thought if you had enough money, you would have everything.Yeterince parası vardı.
He had enough money.Eee? Yeterince paran da var?
And you have got enough money. Well?Yeterince paran da var. Eee?
Well? And you have got enough money.Eee? Yeterince paran da var.
Well? And you have got enough money.Yeterince paran da var. Eee?
And you have got enough money. Well?Yeterince paranız var mı?
You have enough money?Geçinmek için yeterince paran var.
Have enough money to live.
