Examples of using Yetkiye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Oğlumun ölümü ve emniyetteki yozlaşmayla ilgili soruşturmada RHD sınırsız yetkiye sahip olacak.
Araştırma yapmak için yetkiye ihtiyacımız olur.
Başka bir deyişle Lone Asia satış için malları inceleyecek yetkiye sahip değil.
Toyota Tarzı, aynı zamanda yetkiye meydan okuyanların sesini daima azaltan yoğun şirket sadakatini ödüllendirir.
Kanada devletinin bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri hayat eşi ilan ediyorum.
Uzmanlar yeni tasarının halkı bu yetkiye sahip kurumların suiistimallerinden korumadığı konusunda uyardılar.
Anladığım kadarıyla, tam yetkiye sahibim, size, yurttaşlar komitesine karşı sorumluyum.
Calvera adasının bana verdiği yetkiye dayanarak, Hey, dur. sana tutuklandığını bildiriyorum.
Bu tür seçimler yapacak yetkiye sahip değilsin acele etme, tamam mı?
ön kapıdan çıkaracak… yetkiye sahip olduğumu biliyordun.
Calvera adasının bana verdiği yetkiye dayanarak, Hey, dur. sana tutuklandığını bildiriyorum.
ön kapıdan çıkaracak… yetkiye sahip olduğumu biliyordun.
Veya yetkiye sahip olacağından çok şüpheliyim. Ölünün arkasından konuşmayı hiç sevmem bunu yapacak iradeye ama uzun süredir
Yeni patriğin atanmasına arabuluculuk veya nüfuz etmek için hiçbir kurumsal yetkiye sahip değilim.
medya şu tüm tek parti iki grup sistemini… George Bushun bu yetkiye% 54 oyla geldiğini söyleyerek gizlemeye çalışıyor.
Pekâlâ, başka kimler benim Michael kadar yetkiye sahip olmadığım konusunda bir şeyler duydu?
Parlamento Başkanı hakkında anayasal yetkiye sahiptir.
işkence vakalarını soruşturacak yetkiye sahip olduğuna karar verdiler.
Medya şu tüm tek parti iki grup sistemini… George Bushun bu yetkiye% 54 oyla geldiğini söyleyerek gizlemeye çalışıyor.
Ancak içeride savaşa hazırlanıyorlar… Benim adıma harekete geçme konusunda güvene ve yetkiye sahipsiniz.