ОСВОБОДЯ - превод на Турски

• serbest
• kurtarmak
• özgür
• azat

Примери за използване на Освободя на Български и техните преводи на Турски

Ще освободя приятелите и семейството ни!
Ailemizi ve dostlarımızı serbest bırakacağım!

А аз ще освободя теб с ключовете.
Ve karşılığında ben de şu anahtarlarla sizi özgür bırakacağım.

И ако никой не ме прекъсва, накрая ще освободя момчето.
Yarıda kesilmediği sürece çocuğu serbest bırakacağım.

Ще го направя, ще те освободя.
Yapacağım. seni özgür bırakacağım.

Аз имам чук и ще ви освободя.
Elimde bir çekiç var ve sizi özgür kılacağım.

Нека те освободя от оковите.
Seni zincirlerinden kurtarmama izin ver.

Създадох този агент, за да освободя програмите. А вие ще създавате свои роби.
Bu ajanları programları kurtarmaları için tasarladım siz ise onları köle yapmak için kullanıyorsunuz.

Принцесо, аз бях изпратен от лорд Фаркуад, за да те освободя.
Prenses, sizi kurtarmaya lord Farquaad tarafında gönderildim.

за да те освободя.
seni özgürleştirmek için ne yapabilirim?

Подмазваш ми се безсрамно, за да те освободя.
Seni serbest bırakmam için yalakalık yapıyorsun böylece kaçıp yeniden benim işimi baltalayabileceksin.

За да освободя него.
Bu adamı özgür bırakabilmek için.

Имам по-малко от ден да обвиня или освободя Дженифър Роули.
Cennifer Rawleye suçlamada bulunmak veya salıvermek için bir günden az vaktim kaldı.

Ако освободя децата и избягаш?
Peki, ya çocukları serbest bırakınca, sen kaçarsan?

Бог ме изпрати, за да ви освободя.
Tanrı sizi özgürleştirmek için beni gönderdi.

Бих дал всичките си пари, за да освободя първородния ми син.
Ve oğlumu serbest bırakmak için paramı son kuruşuna kadar harcardım.

Рискувах всичко, за да ви освободя от тези пашкули.
Sizi o kozalardan çıkarmak için her şeyimi riske attım.

Трябва да срежа, за да освободя сигмоидното черво.
Sigmoidi serbest bırakmak için aşağıya doğru kesmem gerek.

Но когато я освободя, ти ще умреш.
Onu serbest bıraktığım zaman, öleceksin.

След двайсет секунди ще си мъртъв ако не те освободя.
Seni serbest bırakmazsam yirmi saniye içinde öleceksin.

Преговарям, за да го освободя.
Serbest bırakması için onunla pazarlık ediyorum.