Примери за използване на Şansa на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Şansa bak, değil mi?
Şansa bak ki, doğru zamanda içeri girdim.
Herkes bu şansa sahip olmuyor.
Hiçbir şeyi şansa bırakmaz.
Bunun peşine düşersek ülkedeki her çocuk eşit şansa sahip olacak.
İşi şansa bırakamazdım.
Tabii nasıl bulacağını biliyorsan şansa bak ki, ben biliyorum.
Şansa, hiç bir şey görmedi.
Çünkü şansa ihtiyacın yok, bir melek gibi dans ediyorsun.
Şansa bak.
Josh bu çocukla aynı şansa sahipti.
Söz konusu annem olunca hiçbir şeyi şansa bırakmamak gerek.
Thomas ülkenin en tehlikeli cadısı olan Anne Malkine karşı şansa sahip midir?
Sadece şansa yakınsın, Tamaang.
Senin de aynı şansa sahip olmanı istiyorum.
Ama şansa, Ericin annesinden biraz hap çalmıştım.
Şansa ihtiyacım olmayan bir tip olduğumu söylediğini sanıyordum.
Buraya şansa mı geldin?
Ama ne yazık ki çok az kişi bu şansa sahiptir.
Hayır, Bayan Stanwyck böyle bir şeyi şansa bırakmaz.