Примери за използване на Aramak zorunda на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Güvenliği aramak zorunda kaldım.
Dünyanın sonuna kadar aramak zorunda kalacak olsam bile umurumda değil.
Seks yaptınız, ertesi gün, aramak zorunda değilsin.
Ve sonra genellikle itfaiyeyi aramak zorunda kalırız.
Bunu son duyduğumda, itfaiyeyi aramak zorunda kalmıştım.
Hiç bir zaman aramak zorunda değilsin.
Yiyeceğini karada aramak zorunda.
Paran yoksa çöplerden yemek aramak zorunda kalırsın.
her zaman geri aramak zorunda kalıyordun.
Yoksa, güvenliği aramak zorunda kalacağım.
Ve ayrıca biz geri gelmek yoksa Elders aramak zorunda.
Bir nöbet daha geçirdiği takdirde, başka tedavi seçenekleri…-… aramak zorunda kalabiliriz.
Tüm kiliseyi ve içindekileri aramak zorunda kalacağız.
Eğer kendi kendine kabarmıyorsa, yeni bir yastık aramak zorunda kalabilirsiniz.
Seni aramak zorunda kaldım, çünkü aynı şey başıma geliyor ve tavsiyene ihtiyacım var, kardeş.
sonrasında sponsorumu aramak zorunda kalmıştım.
Arkadaşlarımızın hastalığının nedenini bize açıklayamazsan,… nedenini bulmak için ipuçları aramak zorunda kalacağız.
Apandisim patladı ve hastaneye götürmesi için annemi aramak zorunda kaldım.
ben de annemi aramak zorunda kalıyorum.
Şehir klübündeki arkadaşlarım için verdiğim parti yüzünden Marisi aramak zorunda kaldım?