Примери за използване на Bir kent на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Öğrenci: San Francisco, anakara Çinden gelen pek çok turistin ziyaret ettiği bilinen turistik bir kent ve Çin Mahallesi
kereste fabrikalarıyla çevrili, çoğunluğu Müslüman bir kent.
Güvenlik: Mümkün olduğunca suç, şiddet ve yasa dışı olaylardan arındırılmış emin ve güvenli bir kent;
Keltler de aynı yere, tarihte ilk kez M.Ö. 279 yılında anılan, Singidunum( Singi- Yuvarlak, Dunum- Kale) adlı bir kent kurmuşlar.
Salatalık bostanındaki kulübe gibi, Kuşatılmış bir kent gibi kalakalmış.
O 1992 Olimpiyatları için Barcelona olmasaydı bildiğimiz ve çok farklı bir kent olabilirdi de seviyorum.
Gordonun karanlığın içini görmesini ve bir kent leoparının avlanışını çeken ilk kişi olmasını sağlayacak.
Malzemeler, daha eski bir kent site inşa edilmiş bir şehir,
saygı ve çalışmaya dayanan geleneksel Asya değerleri üzerinde yükselen küresel bir kent olma arzusunu yansıtıyor.
Bölgedeki Anuradhapura yerleşimi MÖ 800de 10 hektarlık bir alanı kaplarken MÖ 700-600 arasına kadar 50 hektara genişleyerek bir kent haline gelmiştir.
Dilimiz eski bir kent gibi görülebilir: Küçük cadde
iyi bir şans iyi bir belediye başkanı olmak ve gelişen bir kent oluşturmak, komşuları ile ilişkilerini geliştirmek için,
Biz garip bir kentiz Sayın Başkan.
Tüm bir kente zülüm ediliyor.
Bir kentin iki yüzü.
Teksasta bir kenttir bu.
Reading geçmişi 8. yüzyıla dayanan tarihi bir kenttir.
O dönemler Kahramanmaraş küçük bir kentti.
Mükemmel bir kentti.
Peki ideal bir kenti nasıl dizayn edeceğiz?