Примери за използване на Dondurucu на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Dondurucu gönderilen kadın bir polisle konuştuğunu söylemişti.
Dondurucu bozuldu.
Çok az uykuyla ve dondurucu suda.
Sonuç olarak benim'' dondurucu yıldırım'' dediğim olay oluyor.
Mutfakta, dondurucu buzdolabının üstünde mi olacak
O zaman. Buzdolabı burada. Bu da dondurucu.
Jeffin kamerayı yerleştirmek için dondurucu suya dönme zamanı.
Koridoruma şu dondurucu yıldırım çarptı.
Yardımcı olabilecek bir dondurucu izi bulamaz mısın?
Derin dondurucu da uzun süre muhafaza edebilirsiniz.
Dondurucu ormanda yarı çıplak.
Yuvalarını dondurucu denizden uzakta, sarp kayaların tepelerinde kuruyorlar.
Dondurucu gerekiyor mu?
Resim dondurucu!
Resim dondurucu!
Dondurucu soğuk hep yanı başımızda.
Sanırım dondurucu zaten dolu.
her şeyi dondurucu bir çamura çevirdiği.
Evet, dondurucu.
Ama bunlar dondurucu saklanmış.