Примери за използване на Hakiki на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hakiki kahve.
Hakiki yemek.
Kağıdın hakiki olması bu zencinin de öyle olduğu anlamına gelmiyor.
Hakiki duygular asla zorla hissedilemez.
Bu hakiki limonata.
Reul Ghorm geceyi yöneten bir varlıkmış. Hakiki güç.
Bu Ryukyu adalarından hakiki suşi.
Dün Echo Park ın civarına bir nakliyat kamyonundan iki hakiki Thaeron sandalyesi çalınmış.
Hakiki görünüyor.
Hakiki bir sakatlanma olunca ara.
Bazılarımız için hakiki şeref, kişisel başarılardan ibaret değil.
Hakiki bir lroquois vazosu bu!
Ha şu kamuflaj bandanali ve… hakiki dövmeli olan?
Hakiki Tarihi sarsma amacıyla propaganda üretmek ve bulundurmaktan ötürü suçlanıyorsun.
Hakiki gümüştür.
Hakiki bir pislik, John?
Ve evet bu hakiki tablo.
Bu gece Şangaydan gelen 4 yatırımcı için hakiki Çin yemeği hazırlamalısın.
Eğer bu şey hakiki ise, onu müze gibi bir yere teslim etmeliyim.
Güzelliğinizi, hakiki güzelliğinizi arayınız!