Примери за използване на Hayat на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Cesur ve genç hayat. akıp giden.
Senden, ezberlediğin hayat görüşlerini bir kenara bırakmanı ve kendi tecrübelerine inanmanı istiyorum.
Hayat işaretleri?
Tamam, yeni hayat felsefesi--.
her jenerasyonda hayat standartlarını iki katına çıkarıyorsunuz.
Gloria, bu benim hayat ortağım Lois.
Vicky matematiği iyi öğretebilir… ama ondan hayat dersi alacak değilim.
Bıraksın kendi hayat felsefesine göre yaşamayı.
Bu daha öğrenilmesi gereken hayat dersleri olup olmadığına bağlı.
Hayat işareti yok.
Plânlı çalışmak onun hayat felsefesiydi.
Arabayı duvara doğru sürerek bana hayat dersimi verecek misin?
Tabi ki yüksek hayat standardı.
Aynı hayat gücü ile şekillendik.
Hayat tecrübelerimi genişletmeye çalışıyordum.
Serinin en popüler oyunlarından biri'' Hayat Hikayesi'' idi.
Lindsay, bana tüm bu değerli hayat derslerini öğretiyor.
Bu da hayat tecrübelerinden biri.
bir enerji bir hayat gücü.
Üçünün de birbirinden farklı hayat felsefeleri var.