Примери за използване на Izin vermek на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bir şeyler yapmama izin vermek zorunda kalacaksın.
Sevmek izin vermek ve kabul etmektir.
Böyle bir şeye izin vermek akıllıca mı?
Senin üstüne basıp geçmelerine izin vermek zorunda da değilsin.
Kaçakçıların koyumuzu kullanmasına izin vermek için, 200 sterlin?
Ayrıca uygun bir sonuca gelmesine izin vermek yerine süreci ortasında kesersiniz.
Soğuktan donmalarına izin vermek bunlardan biri değil.
Romanın burada böyle şenlikler yapmasına izin vermek hazinemize pahalıya mal olacak.
Bütün bunlara izin vermek gerek.
Yoldayken benimle uyumasına izin vermek gibi bir hata yaptım.
Çekici filmler izin vermek beni.
Telafi etmeme izin vermek zorundasın.
Ne yapmama izin vermek?
Neden seninle ilgilenmeme izin vermek senin için bu kadar zor?
Bu gerçeğin sana yol göstermesine izin vermek işte bu seni onlardan farklı yapar.
Kyle, arabuluculuk sırasında insanlara izin vermek zorundayız.
Yapman gereken tek şey, geri çekilip onu tutuklamama izin vermek.
Ve yine de devam edecek hayvancılık otlatma izin vermek.
Gelip bizi seçmesine izin vermek.
avukatıyla konuşmasına izin vermek zorundayız.