Примери за използване на Ki hiç на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Sen ve Kirsten o kadar yakınsınız ki hiç bir şey aranızı iki günde bozamaz.
Bebeğim öyle heyecanlıydı ki hiç uyumadı, ona gözünün altındaki karartılardan bahsedince uykuya daldı.
sırtım sayılmaz… çünkü o kadar aşağıda olacak ki hiç görülmeyecek.
Bir hedefe varmaya çalışmakla o kadar meşgulsündür ki hiç durup düşünmezsin;
öyle sağlam bir kulpa yapışmıştır ki hiç kopmaz o ve Allah her şeyi duyar, bilir.
Higgs alanı o kadar güçsüzdür ki hiç atom oluşamaz.
güne bakarsınız, ve farkedersiniz ki hiç bir şey başaramamışsınız.
Uzun lafın kısası… Bazen o kadar uzun süre kötü bir durumda kalırsın ki hiç çıkamayacakmışsın gibi gelir.
Yıldır bu işi yapıyorum ve sana söylemeliyim ki hiç Sue Sue gibi sıra dışı bir isim görmemiştim.
O kadar büyüleyici bir dünya ki hiç terk etmek istemeyeceksiniz! -Kerrelyn Sparks.
O kadar büyüleyici bir dünya ki hiç terk etmek istemeyeceksiniz!”.
Fakat farkettim ki hiç kalp kanseri diye bir şey yoktu.
Güneş yanığı bir ülkeyi severim'' diye kim yazmıştı hatırlamıyorum ama bahse girerim ki hiç buralarda yaşamamışlardır.
Ama şu gerçeği kabul etmeliyim… ki hiç kimseye, hele güneşin göbek deliğinden doğduğunu
güne bakarsınız, ve farkedersiniz ki hiç bir şey başaramamışsınız.
üstünde kırıntılar olanından bile ki hiç sevmem aslında, ve yarım kova sosis vardı.
Gerçek şu ki, hiç şikâyetim yok.
Seni temin ederim ki, hiç acı çekmemiş.
Ama öyle görülüyor ki, hiç ders çıkarılmamış.