Примери за използване на Yaşamama на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Beni dövdüklerinde ve yaşamama izin vermeleri için yalvarmaya karar verdiğimde.
Yaşamama müsaade et ve hepsi senin olsun.
Confessor, size hizmet edebilmek için yaşamama izin verin.
O bana bunu yaparsam yaşamama izin vereceğini söyledi.
Hatta sana yardım edebilirim, yaşamama izin verirsen.
Olmaz. Nerede olursam olayım Imedinler yaşamama izin vermez.
Yaşamama izin ver.
Artık burada yaşamama gerek yok!
Sizce Montanada yaşamama izin verirler mi?
Uzun süre yaşamama gerek yok.
Bodrum katında yaşamama şaşırdınız mı?
Eski dostlarım, geçmişle yaşamama yardım edebilirler.''.
Bekle… Şaşırdım. Yakınlarda yaşamama rağmen böyle bir hastaneyi bilmiyorum.
Özgür bir ülkede yaşamama rağmen kendimi özgür hissetmiyorum.
Ablam benim bugünü yaşamama sebep olan insandır.
Yaşamama izin verecek olsan bu bilgileri benimle paylaşmazdın.
Burada yaşamama rağmen ben de bazen böyle düşünüyorum.
Cage burada yaşamama izin verir mi sanıyorsun?
Fakat bu şekilde yaşamama rağmen düne kadar hiç böyle bombok hissetmemiştim.
Onunla yaşamama rağmen Sandrayla bile konuşamıyordum.