I'M ALLOWED - Turkce'ya çeviri

[aim ə'laʊd]
[aim ə'laʊd]
izin
sign
trace
mark
trail
prints
tracks
scar
footprints
impression
indication
iznim olduğunu
yasak
illegal
ban
curfew
illicit
off-limits
verboten
taboo
exclusion
forbidden
allowed
izinli olduğum

I'm allowed Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I-I don't think I'm allowed to do that.
Be-Ben bunu yapmaya izinli olduğumu sanmıyorum.
I will drink you the first. When I'm allowed to drink.
Ilk seni içeceğim. İçmeye iznim olduğunda.
I'm allowed to get a little jealous sometimes, aren't I?.
Izin var değil mi? Biliyorum. Ama seni kıskanmama?
I think I'm allowed to have a boyfriend, Mrs. T.
Sanırım erkek arkadaşım olmasına hakkım var, Mrs. T.
I'm allowed.
İzin vermişti.
My list of three guys I'm allowed to cheat on Eddie with.
Eddieyi aldatmakta serbest olduğum üç adamın listesi.
I'm allowed to say.
Söylememe izin verilen şeylerle.
I'm allowed to change my mind, aren't I?.
Fikrimi değiştirmeme izin veriliyor, değil mi?
I'm allowed to appeal.
Temyize müsaade edildi.
I'm allowed everything, but nothing will enslave me.
Her şey bana caizdir; fakat ben bir şeyin hakimiyeti altına girmiyeceğim.
I'm allowed to go to the attic and wear any of the old man's clothes.
Tavanarasina çikip yasli adamin kiyafetler¡n¡ g¡ymeme ¡z¡n var.
I'm allowed.
Ben yasaklı değilim.
What else do I need to do before I'm allowed to disagree with you?
Seninle çelişmeye iznim olması için başka ne yapmam gerekiyor?
To disagree with you? What else do I need to do before I'm allowed.
Seninle çelişmeye iznim olması için başka ne yapmam gerekiyor?
I'm allowed to feed the fish in the aquarium. I do.
Akvaryumdaki balıkları beslememe izin veriliyor. Benim var.
I'm allowed to feed the fish in the aquarium. I do.
Benim var. Akvaryumdaki balıkları beslememe izin veriliyor.
If I'm allowed to hit little things, you're next.
Küçük şeylere vurma iznim varsa sıradaki sensin.
I'm allowed to have friends.
O benim arkadaşım. Arkadaş edinmeye iznim var.
The guy's a friend. I'm allowed to have friends.
O benim arkadaşım. Arkadaş edinmeye iznim var.
I'm allowed in Antarctica!
Ve Antarktikaya iznim var!
Sonuçlar: 110, Zaman: 0.0564

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Ingilizce - Turkce