IT'S A QUESTION - Turkce'ya çeviri

• sorun
• bir soru
• meselesi
• soru sordum
• sorusu
• sorunu
• asıl soru

It's a question Ingilizce kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

It's a question that provokes fierce argument and huge controversy.
Sert tartışmalar ve büyük münakaşalar yaratan bir soru.

It's a question of priorities.
Öncelik meselesi.

It's a question of level.
Seviye sorunu.

It's a question of conscience really.
Harbiden vicdan sorusu.

I meant no offense, miss. If it's a question of price.
Eğer sorun fiyatsa… Yanlış anlamayın, bayan.

Still, it's a question We should ask the families When we interview them.
Yine de ailelerle konuşurken sormamız gereken bir soru.

It's a question of habit, like they say.
Dedikleri gibi alışkanlık meselesi.

It's really just-- it's a question of probability.
Gerçekten sadece… Bir olasılık sorusu.

It's a question of economics.
Bir ekonomi sorunu.

If it's a question of price… I meant no offense, miss.
Eğer sorun fiyatsa… Yanlış anlamayın, bayan.

And she's right. It's a question we have all been avoiding.
Ve o haklı. Hepimizin kaçtığı bir soru.

It's a question of luck.
Şans meselesi.

It's a question of the individual nervous system, I think.
Bireysel sinir sisteminin sorunu, sanırım.

It's a question of not wanting her.
Sorun Onu isteyip istemediğim.

It's a question we have all been avoiding.
Hepimizin kaçtığı bir soru.

I can't tell you, but it's a question of life and death.
Sana söyleyemem ama ölüm kalım meselesi.

If it's a question of money, I will pay.
Eğer sorun paraysa, ödemeyi yaparım.

It's a question that technological developments have been able to shed extraordinary new light on.
Yeni, sıradışı teknik gelişmelerin aydınlatabileceği türde bir soru bu.

It's a question of policy with us.
Bizim için prensip meselesi.

It's a question of"who gets heard?
Sorun, kimin sesinin duyulduğudur?