FARK ETTIM - Almanca'ya çeviri

klar
açık
tamam
elbette
net
tabi
belli
fark
berrak
kesin
temiz
erkannte ich
bewusst
bilerek
fark
kasten
haberdar
farkındalık
bilinçli
kasıtlı olarak
biliyorum
habersiz
realisierte ich
weiß
bilmek
bilir
öğrenmek
bilgi
hakkında
bilen
biliyoruz
farkında

Fark ettim Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Mindy, fark ettim de.
Mindy, mir ist aufgefallen, dass ich vielleicht.
Sonra fark ettim ki… ben de eskiden böyle yapardım.
Und dann begriff ich, dass ich genau das Gleiche gemacht habe.
Sonra fark ettim ki… en uygunu sensin.
Dass du das bist. Und dann wurde mir klar.
Yemekte fark ettim, bir sorun mu vardı?
Beim mittagessen erkannte ich, dass ich ein problem hatte?
Sonra kadının adını hatırlayamadığımı fark ettim.
Dann merkte ich, dass ihr Name mir nicht mehr einfiel.
Devriyede çok tuhaf bir şey fark ettim.
Auf meiner Patrouille bemerkte ich etwas Seltsames.
Onu bu kâğıt parçasına yazıyorum çünkü fark ettim ki burada sözler uçup gidiyor.
Ich schreibe das auf ein Stück Papier,… denn ich habe festgestellt, dass Dinge zu sagen… hier nutzlos ist.
Sonra fark ettim ki o, bacağı değilmiş.
Und dann realisierte ich… Das ist gar nicht sein Bein.
Bir anda fark ettim ki aslında küçük kızım beni bir kadın gibi öpüyordu.
Dass mir nicht gleich bewusst war, dass meine Tochter mich wie eine Frau küsste.
Ama şunu… fark ettim ki… Nunally ile silahlarınız tıpatıp aynı.
Dass Sie und Nunally genau die gleiche Waffe besitzen. Aber mir ist aufgefallen, dass, äh.
Ama sonunda, fark ettim ki kasayı kırmak zorunda değildim.
Aber letztendlich begriff ich, ich musste den Safe gar nicht knacken.
Sonra fark ettim.
Dann erkannte ich.
Sonra da onun ne demek olduğunu bilmediğimi fark ettim.
Dann merkte ich, dass ich nicht weiß, was das bedeutet.
Ama… hiçbiri için hiçbir şey hissetmediğimi fark ettim.
Aber… mir wurde klar, dass ich nichts für sie empfinde.
Bayan Muñoz? Başta… onda ufak değişiklikler fark ettim.
Mrs. Muñoz? Zuerst bemerkte ich kleine Veränderungen bei ihm.
Evet fark ettim. Yaklaştırıyorum.
Ja, ich weiß, ich zoome näher ran.
Fark ettim ki şu eşcinsel arkadaşlar edepsiz şakaları seviyorlar.
Ich habe festgestellt, dass Schwule überspitzte Witze lieben.
Çünkü fark ettim ki, buna açmışız.
Denn, das wurde mir bewusst, wir haben danach gehungert.
Ama sonra fark ettim ki… bu bir son değil, bu sadece bir başlangıç.
Das ist erst der Anfang. Aber dann begriff ich, dass dies nicht das Ende ist.
Fark ettim ki, buraya ne zaman gelseniz.
Mir ist aufgefallen, dass jedes Mal, wenn Sie hierher kommen.
Sonuçlar: 1275, Zaman: 0.055

Kelime çeviri

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Almanca