Gerek yoktu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Buna gerek yoktu, efendim.
Das war nicht notwendig, Sir.Bu işi kendim de halledebilirdim. Senin karışmana gerek yoktu.
Ona vurmana gerek yoktu.
Schlagen war nicht nötig.Bana yalan söylemene gerek yoktu.
Ama doppelgänger hesapları olduğu sürece, buna gerek yoktu.
Artık sihirbazlığa gerek yoktu.
Er brauchte keine Magie mehr.Tekrarlayan tedaviye gerek yoktu, çünkü prosedürden sonra kan emici artık rahatsız edilmedi.”.
Wiederholte Behandlung war nicht erforderlich, da nach dem Eingriff die Blutsauger Genel bir fikre göre sen zaten zararı vermiştin, dolayısıyla buna gerek yoktu.
Es hieß, Sie richten keinen weiteren Schaden an, deshalb sei dies unnötig.Öyle konuşmana gerek yoktu.
Üç tane var. Çok tatlısın ama gerek yoktu.
Drei. Süß, aber das war nicht nötig.En önemlisi, şimdi iki versiyon üretmeye gerek yoktu: kargo ve yolcu.
Vor allem war es jetzt nicht notwendig, zwei Versionen zu produzieren: Fracht und Passagier.İnsanın kendinden başka hiç kimse olmasına gerek yoktu.''- Virginia Woolf.
Kein Grund, irgendjemand anders zu sein als man selbst.“- Virginia Woolf.Bu kapıları ciddi şekilde güçlendirmeye gerek yoktu.
Es gab einfach keine Notwendigkeit, diese Tore ernsthaft zu stärken.Büyük hediyelere gerek yoktu.
Er brauchte keine großen Geschenke.Buraya gelmene gerek yoktu Amy.
Çocuklar için o kadar hediye getirmenize… gerek yoktu.
Die Geschenke für die Kinder waren unnötig.Bulaşık yıkamana gerek yoktu.
Du musstest nicht abwaschen.Evet ama gerçekten gerek yoktu.
Ja, aber das wäre nicht nötig gewesen.Komutan Gat, sizin gelmenize gerek yoktu.
Kommandant Gat. Ihre Anwesenheit ist nicht erforderlich.Anestezi almadım, almaya da gerek yoktu zaten.
Anestesie hatte ich 
