ALONE IN HERE in Turkish translation

[ə'ləʊn in hiər]
[ə'ləʊn in hiər]
burada tek başımayım
içeride yalnız
in alone

Examples of using Alone in here in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Leaving us alone in here is treason.
Bizi burada yalnız bırakmak ihanet.
Were you alone in here?
Burada yalnız mıydınız?
Was he alone in here?
Burada yalnız mıydı?
Obviously, being alone in here, minus distractions, allowed you to relax,
Belli ki, burada yalnız olmak, dikkat dağıtıcıların olmaması rahatlamaya
Sometimes, late at night, alone in here, I feel like the ka of some ancient Egyptian is trying to speak to me.
Bazen gece geç saatlerde, burada yalnızken sanki eski Mısırlı birinin kası benimle konuşmaya çalışıyormuş gibi hissediyorum.
Obviously, being alone in here, allowed you to relax,
Belli ki, burada yalnız olmak, dikkat dağıtıcıların olmaması… rahatlamaya
I appreciate you stopping by, but you know I might not be alone in here.
Sana minnettarım… burada yalnız olmayabilirim… ama anlarsın, Uğradığın ve yaptıkların için.
Listen, I know the guys probably put you up to this, but we really don't have to be alone in here.
Buna inanabiliyor musun? Bak, biliyorum çocuklar bunu yapmanı istemiştir ama gerçekten burada yalnız kalmak zorunda değiliz.
Guys we're not alone in here.
Çocuklar burada yalnız değiliz.
Sorry. You all alone in here?
Burada yalnız mısın? Üzgünüm?
Sorry. You all alone in here?
Üzgünüm. Burada yalnız mısın?
What are you doing alone in here?
Burada yalnız ne yapıyorsun?
Look at you all alone in here.
Burada ne yapıyorsun tek başına?
Don't leave us alone in here!
Bizi burada yalnız bırakma!
They left me all alone in here.
Beni burada tek başıma bıraktılar.
I fear we're not alone in here.
Sanırım burada yalnız değiliz.
Why would you leave me alone in here?
Beni burada niye yalnız bıraktın?
I don't think you're alone in here.
Burada yalnız olduğunuzu sanmıyorum. Ne?
The two of us sitting all alone in here.
İkimiz burada baş başayız.
Do we know if we're alone in here?
Burada yalnız olduğumuzdan emin miyiz?
Results: 5904, Time: 0.0529

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish