AVARICE in Turkish translation

['ævəris]
['ævəris]
açgözlülük
greedy
voracious
insatiable
rapacious
glutton
hog
profit-hungry
ravenous
avarice
covetous
hırs
ambition
greed
passion
ambitious
avarice
RUBLEV
mettle
tamahkarlığının
of greed
they're greedy
para tutkularıyla
açgözlü
greedy
voracious
insatiable
rapacious
glutton
hog
profit-hungry
ravenous
avarice
covetous
avarice

Examples of using Avarice in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Owing to your avarice, neither you nor your children lead a good life.
gözlülüğünüzden dolayı, ne siz, ne de çocuklarınız iyi bir hayat yaşayacaksınız.
I suffer from… from greed and avarice and.
Açgözlülük ve para hırsından dolayı acı çekiyorum ve.
The opportunities for avarice and corruption would certainly prove irresistible.
Para hırsı ve yozlaşma için gereken fırsatlar kesinlikle karşı konulamaz bir hal alcaktır.
And whoso is saved from his own avarice- such are they who are successful.
Nefsinin tamahkarlığından korunabilmiş kimseler, işte onlar saadete erenlerdir.
Avarice and hanging are linked in the mediaeval mind.
Ortaçağ zihniyetinde zaten açgözlülük ve asılma birbirine bağlıdır.
Avarice and greed.
Para hırsı ve açgözlülük.
We're Marley and Marley Avarice and greed.
Biz, Marley ve Marleyiz Para hırsı ve açgözlülük.
Augustine and Mamy are being torn apart by gratitude and avarice.
Augustine ve annem minnettarlık ve para hırsı arasında kalmışlar.
Custom and avarice.
Alışkanlık ve para hırsı.
Who hoard and who enjoin upon the people avarice.
Ki onlar, cimrilik ederler ve insanlara cimriliği emr( tavsiye) ederler.
We preferred that you took the sanction for your usual reasons, greed and avarice.
İnfazı her zamanki nedenlerle kabul edesin istedik… Aç gözlülük ve para hırsıyla.
Greed and avarice. We preferred that you took the sanction for your usual reasons.
İnfazı her zamanki nedenlerle kabul edesin istedik… Aç gözlülük ve para hırsıyla.
Earth our only father, let him into your heart to purge the demons of gluttony and avarice.
dünyadaki tek babamız, bırakın kalplerimizi oburluk ve hırs şeytanlarından temizlesin.
In the end, the city woman, the symbol of modernity and avarice, leaves and the life of the man
Finalde, modernliğin ve açgözlülüğün sembolü şehir kadını,
Let's not forget how it spread round the world, from a system steeped in illusion, exploitation and avarice.
Onun sömürünün ve açgözlülüğün yanılgıya sapladığı bir sistemden çıkıp dünyayı nasıl sardığını unutmayalım.
And the ideas the Kaiser had so hated- land-grabbing, avarice and capitalism had, in fact, been spread wider.
Ve Kayzerin nefret ettiği toprak gaspı, tamahkarlık ve kapitalizm aslında daha da yayıldı.
An honest day's work will gamer an honest days wage, but avarice will not be tolerated.
Dürüst bir çalışma dürüst bir kazanç sağlayacaktır ancak açgözlülüğe tolerans gösterilmeyecektir.
And whoso is saved from his own avarice- such are they who are successful.
Her kim nefsinin hırsından ve mala düşkünlüğünden kendini kurtarırsa, işte felah ve mutluluğa erenler onlar olacaklardır. 76,8; 2,177.
in his private Secret History he accuses him of"robbing the scholares"(the members of the Scholae) and being"the biggest thief in the world and absolutely filled with shameful avarice", as well as being responsible for the murder of Amalasuntha.
scholaresleri soymakla''( Scholae üyeleri) ve Amalasunthanın cinayetinden sorumlu olması yanında'' dünyanın en büyük hırsızı ve kesinlikle utanç verici açgözlülük'' ile itham eder.
The avarice never ends!
Açgözlülüğün sonu yok!
Results: 166, Time: 0.3318

Top dictionary queries

English - Turkish