Examples of using Can't decide in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
You two can't decide.
Siz karar veremezsiniz.I can't decide this for you, Ari.
Buna ben karar veremem, Ari.We can't decide anything!
Biz karar veremeyiz!I can't decide.
You can't decide who to trust and trust is a new concept.
Kime güveneceğine karar veremiyorsun ve güvenmek senin için yeni bir şey.Magdalena can't decide that.
If skaikru can't decide. I fear this will only get worse.
Korkarım ki Skaikru karar veremezse durum daha da kötüleşecek.That's what I can't decide on.
Bu benim karar veremeyeceğim bir şey.I was thinking about it. Can't decide if I can afford it.
Param yeter mi karar veremedim.- Öyle düşünüyordum.You're wrong. Charlie, you know he can't decide for himself.
Charlie o kendi kendine karar veremez.- Yanılıyorsunuz.Anything anyone can't decide on?
Charlie, you know he can't decide for himself. You're wrong.
Charlie o kendi kendine karar veremez.- Yanılıyorsunuz.I told him it's my life and he can't decide for me.
O benim için karar veremez. Ona benim hayatım olduğunu söyledim.Can't decide if I should tell. I… I know this secret, and I.
Bildiğim bir sır var… bunu söyleyip, söylememeye karar veremiyorum.Can't decide this!
Karar veremez buna!You can't decide, can you?
Sen karar veremiyorsun, değil mi?I can't decide on shit like that, Janice, come on.
Bu saçmalıklara ben karar veremem. Janice, hadi ama.I'm afraid I can't decide immediately.
Korkarım ki ben hemen karar veremem.I'm afraid I can't decide straight away.
Korkarım ki ben derhal karar veremem.You're mistaken, I can't decide either!
Yanlış anladınız, buna ben de karar veremem!
