EARLY TOMORROW MORNING in Turkish translation

['3ːli tə'mɒrəʊ 'mɔːniŋ]
['3ːli tə'mɒrəʊ 'mɔːniŋ]
yarın sabah erkenden
early tomorrow morning
in first thing tomorrow morning
yarın sabah erken
early tomorrow morning

Examples of using Early tomorrow morning in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
I will bring you back here early tomorrow morning.
Seni buraya yarın sabah getireceğim.
Why? will work in this kitchen starting early tomorrow morning. I.
Neden? Ben yarın sabahtan itibaren bu mutfakta çalışmaya başlayacağım.
Yeah. I actually have to get up early tomorrow morning.
Aslında yarın sabahın köründe kalkmam gerekiyor. Evet.
Yeah. I actually have to get up early tomorrow morning.
Evet. Aslında yarın sabahın köründe kalkmam gerekiyor.
I want you to sign the contract early tomorrow morning before they burn the incense.
Onlar tütsü yakmadan önce yarın erkenden sözleşmeyi imzâlamanızı istiyorum.
I will meet them at the restaurant early tomorrow morning.
İlk önce, yarın sabah erkenden onlarla İmparatoriçe Restoranda buluşacağım.
And, uh, Hutch I got to leave early tomorrow morning to go to practice.
Hutch ve ben antrenmana gitmek için yarın erkenden çıkacağız.
I want you out of the country on the next plane early tomorrow morning.
Bu ülkeyi terk etmeni istiyorum. Yarın sabah ilk uçakla.
All right, I have got meetings with horrible people early tomorrow morning, so this is me getting my coat.
Tamam, yarın sabah erkenden korkunç insanlarla toplantılarım olacak ve bu bana ceketimi aldırıyor.
we have to leave early tomorrow morning and we have to move fast.
canım, ama yarın sabah erkenden ayrılmalı ve çok hızlı hareket etmeliyiz.
But I want you back here bright and early tomorrow morning to help me fire Tad.
Yarın sabah erken ve dinlenmiş olarak burada ol ve… Tadi kovmama yardım et.
But early tomorrow morning, before the ship docks, you must go to the cabin at the end of the corridor, cabin number 5.
Ama yarın sabah erkenden, gemi kıyıya yanaşmadan önce koridorun sonundaki 5 numaralı kamaraya gitmelisin.
Come early tomorrow morning, I will leave the keys out, you look after Rosa and Emilia.
Yarın sabah erken gel, anahtarları dışarıda bırakacağım… Rosa ve Emiliaya sen bakarsın.
Yes boss. early tomorrow morning. First of all, I will meet them at the Empress Restaurant!
İlk önce, yarın sabah erkenden onlarla İmparatoriçe Restoranda buluşacağım. Evet, patron!
Or early tomorrow morning. And it looks like it's gonna make landfall probably late tonight.
Görünüşe göre bu… gece geç saatlerde karaya inecek… veya yarın sabah erkenden.
It's gonna make landfall probably late tonight or early tomorrow morning. And it looks like.
Görünüşe göre bu… gece geç saatlerde karaya inecek… veya yarın sabah erkenden.
Probably late tonight or early tomorrow morning. And it looks like it's gonna make landfall.
Görünüşe göre bu… gece geç saatlerde karaya inecek… veya yarın sabah erkenden.
Yes, boss! I will meet them at the Empress Restaurant early tomorrow morning. First of all.
Evet, patron! İlk önce, yarın sabah erkenden onlarla İmparatoriçe Restoranda buluşacağım.
I will meet them at the Empress Restaurant early tomorrow morning.- Yes, boss! First of all.
Evet, patron! İlk önce, yarın sabah erkenden onlarla İmparatoriçe Restoranda buluşacağım.
Yes, boss! First of all, III meet them at the Empress Restaurant early tomorrow morning.
Evet, patron! İlk önce, yarın sabah erkenden onlarla İmparatoriçe Restoranda buluşacağım.
Results: 108, Time: 0.0412

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish