HUGGING in Turkish translation

['hʌgiŋ]
['hʌgiŋ]
sarılmak
hug
cuddle
to hold
snuggle up
kucaklamak
embrace
to hug
to hold
to cuddle
kucaklaşma
lap
hug
welcome
cuddle
embrace
arms
sarılırken
hugging
i hold
cuddling
sarılıyor
hugs
grabs
holding
it's winding down
cuddles
sarılmak gibi
like hugging
as snuggling
kucaklıyor
embrace
to hug
to hold
to cuddle
kucaklamayı
embrace
to hug
to hold
to cuddle
kucaklaşırken
lap
hug
welcome
cuddle
embrace
arms
kucaklaşmak
lap
hug
welcome
cuddle
embrace
arms
kucaklaşan
lap
hug
welcome
cuddle
embrace
arms

Examples of using Hugging in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hugging the female bus driver, the woman in the lunchroom.
Kadın otobüs şoförüne veya yemekhanedeki kadına sarılmak gibi.
And I don't think of it as playing so much as hugging.
Hem ben bunu çalmaktan ziyade sarılmak olarak görüyorum.
I won't ever try hugging Tom again.
Tomu tekrar kucaklamayı hiç denemeyeceğim.
Kissing children. Hugging orphans.
Çocukları öpüyor, yetimleri kucaklıyor.
Much better. It hasn't been the same just hugging Nate.
Sadece Natei kucaklamak aynı şey olmuyordu. Böylesi çok daha iyi.
I saw here the other day, between the tents… hugging a man.
Geçenlerde onu, çadırların arasında bir adama sarılırken gördüm.
Always hugging me a little too long.
Her zaman bana gereğinden fazla sarılıyor.
Mom! A lot of hugging.- Dad!
Anne!- Baba! Bol bol kucaklaşma.
Don't let me catch you hugging any guys like that?
Erkekle de seni böyle kucaklaşırken yakalamam değil mi?
Stop hugging the wall.
Duvarı kucaklamayı bırak.
Hugging orphans. Kissing children.
Çocukları öpüyor, yetimleri kucaklıyor.
It was beautiful. Hugging those girls in court.
O kızları mahkemede kucaklamak… çok güzeldi.
Sam saw your dad hugging a lady At the mall last night.
Sam dün gece babanı alışveriş merkezinde bir kadına sarılırken görmüş.
The commander and convict hugging like father and son!
Komutan ve mahkum, baba oğul gibi sarılıyor!
What every dad needs, hugging! What I need is.
Ben her babanın istediği şeyi istiyorum, kucaklaşma.
Hands are for hugging!
Eller kucaklaşmak içindir!
When did you try hugging Tom?
Tomu ne zaman kucaklamayı denedin?
Don't let me catch you hugging any guys like that?
Erkekle de seni böyle kucaklaşırken yakalamam dimi?
Yes. How can I not be angry to see my husband hugging another woman?
Evet. Kocamı bir başka kadına sarılırken görünce nasıl sinirlenmeyeyim ki?
And I feel like hugging everybody. Good!
Aferin! Ben de herkesi kucaklamak istiyorum!
Results: 304, Time: 0.103

Top dictionary queries

English - Turkish