I DIDN'T WANT TO GO in Turkish translation

• gitmek istemedim
• girmek istemedim
• gitmek istemiyordum
• gitmek istemiyorum
• gitmek istememiştim
• gitmek istediğini söyledi ama ben

Examples of using I didn't want to go in English and their translations into Turkish

I didn't want to go. So, pour yourself a drink.
Kendine bir içki al.- Gitmek istemedim.

I'm tired, but I didn't want to go straight home.
Yoruldum ama hemen eve gitmek istemedim.

I didn't want to go the park by myself so.
Parka tek başıma gitmek istemedim.

It was pushing me to places that I didn't want to go.
Beni gitmek istemediğim yerlere gitmeye zorluyordu.

I told you I didn't want to go.
Sana oraya gitmek istemediğimi söylemiştim.

Sometimes I slept at the station because I didn't want to go home.
Bazen eve gitmek istemediğim için karakolda uyurdum.

Because you guys begged me. I planned this retreat even though I didn't want to go.
Çünkü bana yalvardınız. Gitmek istemediğim hâlde bu rehabilitasyonu planladım.

I didn't want to go, but Charlie asked me.
Gitmek istemesem de Charlie gelmemi istedi..

Who said I didn't want to go?
Gitmek istemediğimi kim söyledi?

I think because they knew it was the one place I didn't want to go.
Çünkü gitmek istemediğim tek yerin burası olduğunu biliyorlardı.

Tom probably thought I didn't want to go to Boston with you guys.
Tom muhtemelen siz çocuklarla Bostona gitmeyi istemediğimi düşündü.

This morning, I told him I didn't want to go.
Bu sabah ona gitmek istemediğimi söyledim.

Charlie, I told you I didn't want to go looking at houses.
Charlie, sana evlere bakmaya gitmek istemediği söylemiştim.

I told you I didn't want to go in the first place.
Sana en başında gitmek istemediğimi söyledim.

I didn't want to go this far.
Bu kadar ileri gitmek istemezdim.

He was so happy. I couldn't tell him I didn't want to go.
O kadar mutlu olmuştu ki gitmek istemediğimi ona söyleyemedim.

I didn't want to go to the chief about this because.
Bu konu için amire gitmek istemedim çünkü… Özür dilerim.

I didn't want to go there without knowing what the deal was.
Oraya gitmek istemedim haklarında hiçbir şey bilmeden.

And you know i didn't want to go alone.
Ve sen de biliyorsun ki yalnız gitmek istemiyordum.

I didn't want to go; I preferred to stay home, enjoying my solitude.
Gitmek istemedim; evde kalıp yalnızlığın keyfini çıkarmayı tercih ettim.