IT'S NOT TIME in Turkish translation

• zamanı değil
• vakti değil
• sırası değil

Examples of using It's not time in English and their translations into Turkish

It's not time to tell her yet!
Şu an ona söyleme zamanı değil!

No, no. It's not time.
Hayır, hayır. Zamanı değil.

Blow it.- It's not time yet.
Patlat.- Daha zamanı değil.

It's not time.
Zaman değil.

It's not time.
Bunun zamanı değil.

It's not time!
Zamanı değil! Zamanı değil!

It's not time.
Uzun zaman önceydi.

It's not time to pop champagne, but there will be ice cream on the mess decks.
Şampanya patlatmak için vaktimiz yok ama kantin güvertesinde dondurma var.

It's not time.
Bu saatte.

It's not time for school.
Okula vakit yok.

From the beginning that has always been… Uh, it's not time yet.
Uh, daha zaman değil. Başlangıçtan beri her zaman olmuştur.

It's not time.
Hiç sırası değil.

It's not time to go yet, is it? Hey, Mom.
Gitme zamanı gelmedi değil mi? Hey, anne.

It's not time.
Daha zamanı değil.

It's not time for your medicine, yet.
İlacının vakti daha gelmedi.

It's not time to go yet, is it?.
Gitme zamanı gelmedi değil mi?

Yeah, they decided it's not time to see you yet.
Neyse, seninle görüşmek için uygun zaman olmadığına karar verdiler.

I can feel you wanting to get back into the field and make it right, but it's not time.
İşine ve eski haline dönmek istemeni anlayabiliyorum ama zamanı değil.

It is not time, baby.
Henüz zamanı değil, bebeğim.

It is not time to shed tears.
Şu an ağlama vakti değil.