LEFT THEM in Turkish translation

[left ðem]
[left ðem]
onları bıraktım
onları terk ettim
bırakır onlar
onlardan ayrılmışsın
onları bırakıp gittin

Examples of using Left them in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And then you just left them… with Ray?
Ve sonra onları terk mi ettin?
Unlike my father, who left them scattered… all over the place, like trophies.
Parçaları her yerde bırakırdı o zafer ödülleri gibi.- babamın aksine.
Was I supposed to think the poop bunny left them?
Bok tavsaninin mi onu biraktigini düsünseydim yani?
I left them.
Ben terk ettim önce.
Where I left them.
Benim ayrıldığım yerde.
You just left them?
Sadece onları bırakıp gittin mi?
The late emperor left them for me, To help you select your husband.
İmparator onları bana… eşinizi seçmem için bıraktı.
You told them their feelings were important, and then you just left them?
Onlara duygularının önemli olduğu söyledin ve sonra da onları terk mi ettin?
Irvine was suffering from diarrhea, and the cold never left them.
Irvine ise ishalden kurtulamamıştı ve soğuk peşlerini bırakmıyordu.
You had a wife and a son, and you left them?
Bir eşin ve oğlun vardı ve onları terk mi ettin?
It all started when Stan was a little boy and his father left them.
Hepsi Stan küçük bir çocukken başladı ve babası onları terketti.
Because you left them.
Çocuklarimiza dönmeliyim, sen onlari biraktin.
Is that why you left them?- No?
Hayir.- Bu yüzden mi onlari biraktin?
And just left them there.
Sonra da orada bırakıvermişsiniz.
Because you left them.
Cunku sen onlari biraktin.
I mean seriously, who died and left them in charge anyway?
Yani kim öldü de yetki onlara kaldı?
God took away their light, and left them in darkness, unable to see.
karanlıklar içinde bırakır, onlar da göremez olurlar.
Allah took away their light, and left them sightless in a manifold darkness.
karanlıklar içinde bırakır, onlar da göremez olurlar.
Allah took away their light and left them in darkness[so] they could not see.
Allah onların gözlerinin nurunu giderir ve karanlıklar içinde bırakır, onlar da göremez olurlar.
God took away their sight and left them in utter darkness, unable to see.
karanlıklar içinde bırakır, onlar da göremez olurlar.
Results: 59, Time: 0.0507

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish