ON A REGULAR BASIS in Turkish translation

[ɒn ə 'regjʊlər 'beisis]
[ɒn ə 'regjʊlər 'beisis]
düzenli olarak
regularly
on a regular basis
routinely
periodically
methodically
steadily
constantly
's a regular
religiously
systematically
muntazaman
regularly
on a regular basis
nizami esasta
sürekli olarak
constantly
continuously
continually
repeatedly
consistently
permanently
steadily
regularly
perpetually
routinely

Examples of using On a regular basis in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
exams last year and now Pnina wants you to come back to school on a regular basis, right?
sınavlara girme hakkınız var ama… Pnina okula normal bir şekilde devam etmenizi istiyor,?
Well, I have to admit, I didn't peg you as someone who wanted to pursue this line of work on a regular basis.
İtiraf edeyim, senin bu işte düzenli çalışmak isteyecek biri olduğunu düşünmemiştim.
Members who attend the same meeting on a regular basis to establish a recovery network and reliable routine understand this to be their"Home Group.
Düzenli olarak aynı toplantıya giden üyeler bir iyileşme ağı oluşturur ve bu düzenli katılım sonucunda kendilerine bir“ Ev Grubu” seçerler.
So, Hannah, the three of us are here because we think Jimmy should be able to see his daughter on a regular basis.
Pekala, Hannah üçümüzün de buraya gelme sebebi… Jimmynin kızını düzenli olarak görmesini istememiz.
The Union TsIK would meet four times per annum on a regular basis, whilst irregular sessions can be summoned on demand by the Union government(the Council of People's Commissars)
Birlik TsIK, düzenli olarak yılda dört kez toplanacak, düzensiz oturumlar ise Birlik hükümeti( Halk Komiserleri Konseyi) ya da Kurucu Cumhuriyetlerden birisi tarafından talep
Shootings have continued to take place on a regular basis over the last couple of years and without successful prosecution," European Commission(EC) spokesman Mark Gray said."Urgent
Avrupa Komisyonu( AK) sözcüsü Mark Gray,'' Adam vurma olayları son birkaç yıldır düzenli olarak ve başarılı bir kovuşturma yapılmadan gerçekleşiyor.''
Seriously, between the amount of crazy friends that I have and the amount of alcohol I drink on a regular basis and the amount of crazy, random places we visit, I will always have stories for you guys.
Dedim'' Cidden mi?'' Arasında kaldığım deli arkadaşların sayısı ve düzenli olarak aldığım alkol miktarı ve gittiğimiz bir sürü çılgın ve farklı yerler sayesinde daima sizin için hikâyelerim olur.
Theodore Patrick Swift moves his money on a regular basis through Whitechapel, de facto fiefdom,
Theodore Patrick Swift parasını düzenli olarak Whitechapel üzerinden taşıyor.
namely the inspection team that visits on a regular basis from the International Olympic Committee,
Uluslararası Olimpiyat Komitesinin düzenli olarak ziyaretlerde bulunan teftiş ekibi,
31% of Romanians use the internet on a regular basis, according to the European Commission's 2009 Digital Competitiveness Report published on May 17th.
Dijital Rekabet Raporuna göre, Bulgar halkının sadece% 40ı, Yunanlıların% 38i ve Romenlerin% 31i düzenli olarak İnternet kullanıyor.
unfit for duty which means you're on medical leave effective immediately and if you don't begin attending counseling sessions on a regular basis and cooperating in every other way with your physician.
tıbbi izinlisin demek oluyor. Düzenli olarak Psikolojik danışma seanslarına katılmayıp doktorunla her türlü işbirliğine gitmezsen seni revire yatırmaktan başka çarem kalmayacak.
West End apartment of a society photographer, Baron Nahum. with an unnamed woman whom he met on a regular basis that the Duke of Edinburgh was romantically involved.
cemiyet fotoğrafçısı Baron Nahumun West Enddeki dairesinde adı bilinmeyen bir kadınla düzenli olarak görüştüğü dedikodusuyla başkentin çalkalandığı iddia ediliyor.
Just because we don't attend church on a regular basis doesn't mean that… which doesn't mean that we don't… Yeah,
Evet çünkü babanız Katolik olarak yetişti ben de… Sırf düzenli olarak gitmiyoruz diye… Bak,
Tours on a regular basis.
Düzenli olarak turlar düzenler.
Try playing on a regular basis.
Düzenli olarak oynamayı dene.
Guys i beat on a regular basis.
Düzenli olarak yendiğim elemanlar.
Guys i beat on a regular basis.
Düzenli olarak yendiğim adamlar.
She deposited money on a regular basis.
Düzenli olarak para yatırmış.
Puts you here on a regular basis.
Düzenli olarak buraya geldiğini gösteriyor.
You must do this on a regular basis.
Bunu düzenli olarak yapmalısın.
Results: 373, Time: 0.4179

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish