THE VOTING in Turkish translation

• oylama
• oy kullanma
• seçimleri
• oylamaya
• oylamayı
• oylamanın

Examples of using The voting in English and their translations into Turkish

The voting for the captaincy is complete.
Kaptanlık oylaması sona ermiştir.

Now, for the voting. Who thinks my mother
Sıra oylamada. Kimler annem

The voting exclusively.
Yalnızca oylamayla.

Enough with the voting.
Bu kadar oylama yeter.

He's afraid it will affect the voting.
Oyların etkileneceğinden korkuyor.

It's not like your mother had anything to do with the voting.
Bu annenin oylama için yapacakları ile alakalı değil.

Sometimes the voting can take ages, Ma'am.
Bazen oylamalar çok uzun sürebiliyor, Hanımefendi.

On Tuesday, Petersen vowed that no one would be allowed to hamper the voting.
Salı günü Petersen, seçimleri kimsenin engellemesine izin verilmeyeceğine söz verdi.

Young man, the voting is now closed. Thank you.
Teşekkürler. Genç adam, anket bitti.

The voting in for prom queen and king- Yeah.
Evet. Balo kraliçesi ve kral için oy.

Apart from this, the presenter, Marlous Fluitsma, except for the voting, did not make the presentation in English
Bunun dışında, sunuculuk yapan Marlous Fluitsma, oylama dışında, sunumu İngilizce veya Fransızca yapmamıştır;

Although all observers assessed the voting positively, a fifth of them gave a negative assessment regarding the counting process.
Bütün gözlemciler oy kullanma sürecini olumlu şekilde değerlendirmesine karşın, beşinci gözlemci sayım işlemleriyle ilgili olumsuz bir değerlendirmede bulundu.

The voting tried to be conducted via electronic system, however as the first-time deputies found the new system difficult, a large number of ballots were sent to chairpersonship council.
Oylama elektronik sistemle yapılmak istendi ama ilk kez vekil olanlar elektronik sistemle oy kullanmakta zorlanınca Başkanlık Divanına çok sayıda pusula gönderildi.

The voting out there offers unusual complexities,
Oradaki oylama olağandışı bazı zorluklar çıkarıyor.

I talked to Cy real quick, and then I went and saw the voting.
Cyla biraz lafladım sonra da oylamayı izlemeye gittim.

And each of these players is deserving. The voting for this year's award was the closest in history.
Ve her biri bu ödülü hakediyor. Bu seneki oylama tarihte adayların bir birine en yakın oldukları oylama oldu.

Dutch Ambassador to Macedonia Frederique de Man, meanwhile, said the elections could still get a passing mark if the voting itself is peaceful and incident-free.
Bu arada Hollandanın Makedonya Büyükelçisi Frederique de Man da, oylamanın barışçı ve olaysız geçmesi halinde seçimlerin hâlâ geçer not alabileceğini söyledi.

Paylan said he thinks that in case a secret voting is held in the voting that will continue on Friday, majority which requires 330 voting will not be constituted.
Paylan, Cuma günü devam edecek oylamalar için gizli oylama yapılırsa anayasa değişikliği için gerekli çoğunluk olan 330un altında kalacağını düşündüğünü söyledi.

Elitaş in his explanation argued that the deputies of the opposition had violated the confidentiality of the voting by broadcasting live from the Parliament.
Elitaş, yaptığı açıklamada mualefet vekillerinin canlı yayın yaparak oylamanın gizliliğini ihlal ettiklerini savundu.

reported from the green room during the voting, with Hasnaoui presenting the voting section and scoreboard announcements.
sanatçıları tanıttı ve oylama sırasında yeşil odada röportaj yaptı, Hasnaoui ise oylama bölümü ve sonuçların açıklanmasını sundu.