VOTING RIGHTS in Turkish translation

['vəʊtiŋ raits]
['vəʊtiŋ raits]
oy haklarını
oy hakları
oy hakkından

Examples of using Voting rights in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
in which all countries can participate, with equal voting rights.
tüm taraf ülkeler eşit oy hakkı ile katılır.
This was all rooted in human error, which is why I found it prudent to secure Hanneman's shares, his voting rights, and most critically, his board seats.
Bu yüzden Hannemanın hisselerini, oy haklarını ve en önemlisi kuruldaki yerlerini güvenceye almayı tedbirli bir hareket olarak gördüm.
Limited voting rights were gained by women in Tuscany(since 1849), Finland, Iceland, Sweden and some Australian colonies and western U.S. states in the late 19th century.
Yüzyılın sonlarına dek Finlandiya, İzlanda, İsveç, Avustralyadaki bazı koloniler ve ABDnin bir takım batı eyaletlerinde kadınlar sınırlı oy hakkı elde etti.
Which is why I found it prudent to secure Hanneman's shares, This was all rooted in human error, his voting rights, and most critically, his board seats.
Bu yüzden Hannemanın hisselerini, oy haklarını ve… en önemlisi kuruldaki yerlerini güvenceye almayı tedbirli bir hareket olarak gördüm.
save the company Longfellow Deeds, has apparently given up his voting rights and left the city.
şirketi kurtarabilecek tek kişi olan Longfellow Deeds oy hakkından feragat etti ve şehri terk etti.
From a business point of view!" Since when did the roadie have voting rights?
İş dünyası açısından…'' Ne zamandan beri malzemecinin oy hakkı var?
especially voting rights. the greatest tribute we can pay to President Kennedy But, as you suggested.
bilhassa oy haklarını. Ama sizin de söylediğiniz gibi, Başkan Kennedyi onurlandırmanın en iyi yolu.
Longfellow Deeds, has apparently given up his voting rights and left the city. The only man
Bay Cedara karşı koyup, şirketi kurtarabilecek tek kişi olan… Longfellow Deeds oy hakkından feragat etti
save the company, The only man who could stand up his voting rights and left the city.
şirketi kurtarabilecek tek kişi olan… Longfellow Deeds oy hakkından feragat etti ve şehri terk etti.
especially voting rights.
bilhassa oy haklarını.
We have verified that he holds enough shares to equal 2¤ of today's total voting rights.
Beyefendinin bugünkü toplam oy haklarının% 2sine eşit miktarda yeterli hisseye sahip olduğunu doğruladık.
Read more about foreigners' voting rights in Finland on the InfoFinland web page Elections in Finland.
Yabancıların oy kullanma hakları konusunda daha fazla bilgi için, InfoFinland sayfasının Finlandiyada Seçim bölümünü okuyun.
In these last few minutes, I would like to talk about the voting rights act of 1968 while clenching every muscle in my body.
Geri kalan birkaç dakikada 1968 yılının seçme hakları hakkında konuşmak istiyorum vücudumdaki tüm kasları sıkarken.
They would extend voting rights to Macedonians in the diaspora, estimated to number around 1 million, while increasing representation for small minorities in the country.
Söz konusu değişikliklerde sayıları 1 milyon civarında tahmin edilen Makedon gurbetçilerin oy kullanma hakları genişletilirken, ülkedeki küçük azınlıkların temsil oranı da artırılıyor.
They regulate the voting rights of Macedonian citizens living abroad, define the beginning
Yurtdışında yaşayan Makedon vatandaşlarının oy kullanma hakları düzenleniyor, kampanya döneminin başı
So, what do you think of Tom Perkins' suggestion that voting rights should be tied to tax brackets?
Peki, Tom Perkinsin, oy hakkının, kişilerin vergi dilimlerine bağlı olması konusundaki önerisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
This paragraph shall also apply in the event of voting rights being suspended pursuant toparagraph3.
Bu paragraf, aynızamanda oy kullanma haklarının 3. paragrafa göre durdurulmasıduru-mu için de geçerlidir.
Now every Estonian will have full voting rights, access to public services.
Ve vize gerektirmeden Şimdi herbir Estonyalı tam bir oy verme hakkına sahip olacak, kamu hizmetlerinden yararlanacak.
While clenching every muscle in my body. I would like to talk about the voting rights act of 1968 Okay, in these last few minutes.
Geri kalan birkaç dakikada… 1968 yılının seçme hakları hakkında konuşmak istiyorum… vücudumdaki tüm kasları sıkarken.
I would like to talk about the voting rights act of 1968 Okay, in these last few minutes, while clenching every muscle in my body.
Geri kalan birkaç dakikada… 1968 yılının seçme hakları hakkında konuşmak istiyorum… vücudumdaki tüm kasları sıkarken.
Results: 59, Time: 0.0723

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish