TIME TO FIX in Turkish translation

[taim tə fiks]
[taim tə fiks]
düzeltmek için zamana
time to fix
tamir etmek zaman
time to fix
onarmak uzun
time to fix
düzeltecek zamanın
düzeltmek için zaman
time to fix
düzeltmeniz için zaman
time to fix

Examples of using Time to fix in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
And it's gonna take some time to fix things. I know.
Ve bir şeyleri düzeltmek zaman alacak. Biliyorum.
It's like I am waiting for time to fix some part of me that keeps on breaking.
Sanki, kırılıp duran bir parçamın düzeleceği zamanı bekliyor gibiyim.
And it's gonna take some time to fix things. I know.
Biliyorum.- Ve bir şeyleri düzeltmek zaman alacak.
If you have time to fix your hut, you have time to move some rocks. That's great.
Ne güzel. Barakanı düzeltecek zamanın varsa… birkaç kaya taşıyacak zamanın da vardır.
Whatever it is. I'm going to utilize the facilities and give you two time to fix this thing.
Ben tesisten faydalanacağım ve ikinize bu şeyi düzeltmeniz için zaman vereceğim, o şey her neyse.
My fridge is not working, I don't have time to fix it, so my neighbour verma aunty… I kept everything in her fridge.
Buzdolabım çalışmıyor. Tamir ettirecek zamanım olmadı, bu yüzden komşum Verma teyze… Her şeyi onun buzdolabında sakladım.
I know that it's hard to trust me and it will take time to fix things, but.
Biliyorum.- Ve bir şeyleri düzeltmek zaman alacak. Ama biz.
there is no time to fix them," Lama agrees.
bunları düzeltmeye zaman yok.'' diyerek buna katılıyor.
No time to fix it.
Tamir etmeye zaman yok.
No time to fix it.
Düzeltmemiz için yeterli zaman yok.
Not enough time to fix it.
Tamir etmeye vakit yok.
Give me time to fix this.
Bunu düzeltmem için bana zaman ver.
Not enough time to fix it.
Düzeltmek için yeterli zaman yok.
Okay, time to fix things.
Tamam, işleri yoluna koyma zamanı.
Got time to fix my wheel?
Tekerleğimi tamir edecek vaktin var mı?
It is time to fix lunch.
Öğle yemeğini hazırlama vakti geldi.
You still have time to fix this.
Bunu düzeltmek için hala vaktin var.
Buy me some time to fix this.
Bunu düzeltmem için bana biraz zaman kazandır.
There's still time to fix this.
Bunu düzeltmek için hala zaman var.
There's still time to fix this.
Bunları düzeltmek için hala zaman var.
Results: 1229, Time: 0.0555

Word-for-word translation

Top dictionary queries

English - Turkish